ÇAMUR LEKESİ
Çamur henüz kurumamış ise, ipekli ve yünlü kumaşlarda iyice kurumaya bırakılmalıdır. Sonra çamur sert bir fırça ile fırçalanır ve sirke sürülür.
VAZELİN
Eliniz katran gibi yapışkan bi madde ile kirlenmiş olabilir. Önce vazelinle güzelce silin. Ardında da sabunla yıkayın. Katrandan iz kalmaz.
SİGARA DUMANI
Odanızdaki sigara dumanını yok etmek için çok basit ve en iyi yol, odada bir mum yakmaktır. Mum sigara dumanını yok eder. Daha iyi bir yol ise hiç sigara içmemektir.
KAVUN KOKUSU
Buzdolabındaki kavun kokusu son derece rahatsız edicidir. Bunu gidermek için, dolaba sirke ile ıslatılmış bir peçete koymanız yeterli olur.
PAS LEKESİ
Pas lekesini çıkarmak için bir miktar limon suyunun içine bolca tuz atıp eritin, temiz bir bezle lekeli yeri sert şekilde silin ve ılık suda çalkalayın.
YEMEĞİNİZ TUZLU İSE
Yemeğin tuzunu fazla kaçırdıysanız, tencerenin dibine birkaç dilim çiğ patates koyup pişirin. Yemeğin tuzu çekilecektir.
RUGAN AYAKKABILAR
Çatlamasını önlemek için zeytin yağı sürün. Sıcaklık çatlamalara sebebiyet verdiğinden, serin yerde saklamanız da faydalı olur.
SOĞAN KOKUSU
Pek çok kişi pişmekte olan soğanın kokusundan hayli rahatsız olur. Bunu önlemenin çok kolay bir yolu var: içine bir-iki karanfil atmak.
BALIK KOKUSU
Bıçağınızdaki balık kokusunu çıkarmak çok zordur. Fakat, kuru bir beze bir parça karabiber ekerek bıçağınızı iyice ovarsanız hemen çıkar.
BALIK YERKEN KOKUSU ELİNİZE SİNMEMESİ İÇİN
Balığı yemeye başlamadan önce elinizi limonla silerseniz. elinize balık kokusu sinmez. Yıkayınca balık kokusunun elinizde olmadığını göreceksiniz. Aslında bıçağınıza da bu yöntemi tatbik edebilirsiniz.
YÜNLÜ SARARIRSA
Beyaz yünlüler, çok çabuk sararır. Bunun önüne geçmek için bir kova suya 2-3 limon sıkıp yünlülerinizi 24 saat bu suda bırakın.
YAĞ LEKESİ
Yağ lekesini çıkarmak için, lekenin üzerine kalınca bir ipek kâğıt koyun. Orta sıcaklıktaki ütüyü üzerinde gezdirin. Kolonya ile silin.
BALIK
Balıkları kızartmak üzere yıkadıktan sonra kurulamanızda fayda var. Bu surette balığın una ve yumurtaya daha iyi bulanmasını sağlamış olursunuz.
KAZ KAFALILAR
Eminim hepiniz göç eden kazları havada süzülürken görmüş,'V'şeklinde bir formasyonda uçtuklarını fark etmişsinizdir.Bilim adamları araştırmış,'Bu kazlar neden 'V'şeklinde uçarlar? Sonuçta kazların hiçte kaz kafalı olmadıklarıya çıkmış.
'V' formatinda uçarken, kanat çırpan kuş hemen arkasindaki kuş için onu kaldıran hava akımı oluşturuyor. 'V' şeklinde uçan kaz grubu, birbirlerinin kanat çırpışlarındaki hava akımını kullanarak, uçuş menzillerini yüzde 71 oranında uzatıyorlar. Yani tek başlarına gidebilecekleri maksimun yolu neredeyse ikiye katlıyorlar.
Bir kaz grubu, 'V' grubundan çıktığı anda uçmakta güçlük çekiyor. Çünkü kaldıraçla hava akımının dışına çıkmış oluyor. Bu yüzden tek kalan kaz hemen 'V'ye katılıyor ve onun gücünü kullanıyor.
Başta giden 'V' lideri yorulduğunda hemen arkaya geçiyor ve arkasindaki lider konumuna geçiyor. Bu değişikliği sürekli yapıyorlar.
Gerideki kuslar grup yavaşladığında bağırarak öndekileri ikaz ediyorlar. 'V' formasyonundaki bir kus hastalanır yada bir avcı tarafından vurulursa, düşen kusa yardim etmek üzere formasyondan iki kaz ayrılıyor ve korumak üzere yanına gidiyor.
Tekrar uçabilene -yada ölümüne- kadar onunla beraber kalıyorlar. Sonra bir başka 'V' formasyonuna katılıp, kendi gruplarına ulaşıncaya kadar onlarla beraber uçuyorlar.
SEVGİLİLER GÜNÜ
Sevgiler Günü'nün başlangıç tarihi eski Roma İmparatorluğu zamanına uzanıyor. Eski Roma'da 14 Şubat günü bütün Roma halkı için önemli bir gündü. Çünkü bu günde Roma tanrı ve tanrıçalarının kraliçesi olan Juno'ya duyulan saygıdan ötürü tatil yapılırdı. Juno ayrıca Roma halkı tarafından kadınlık ve evlilik tanrıçası olarak da biliniyordu. Bu günü takip eden 15 Şubat gününde ise Lupercalia Bayramı başlıyordu.
Bu bayram, halkın genç nüfusu için büyük önem taşıyordu. Bunun nedeni ise yaşantıları kesin kurallar ile sınırlandırılmış, bunun doğal sonucu olarak bir birliktelik yaşama şansı olmayan bu gençler, sadece bu bayram süresince bile olsa birbirlerinin partneri oluyorlardı.
Hangi genç bayanın hangi genç erkek ile bir çift oluşturacağı eski bir gelenek olan ve Lupercalia Bayramı'nın arife günü yapılan bir çekiliş ile belli oluyordu. Romalı genç kızlar, isimlerini küçük kağıt parçalarının üzerine yazıp bir kavanoza koyuyorlardı. Erkekler ise kavanozdan bu kağıtları çekerek üzerinde hangi kızın ismi yazıyorsa o kızla bayram eğlenceleri boyunca beraber oluyorlardı. Bu birliktelikler birbirine aşık olan çiftler için bayram süresinin dışına taşıp genellikle evlilikle sonlanıyordu.
İmparator 2. Claudius, Roma'yı kendi katı kuralları ile zalimce yöneten bir hükümdardı. Onun için en büyük problem, ordusunda savaşacak asker bulamamaktı. Ona göre bu durumun tek sebebi Romalı erkeklerin aşklarını ve ailelerini bırakmak istememeleriydi. İşte bu yüzden, Roma'daki tüm nişan ve evlilikleri kaldırdı.
Aziz Valentine de Claudius'un hükümdarlığı zamanında Roma'da yaşayan bir papazdı. Kendisi gibi papaz olan Aziz Marius ile birlikte Claudius'un yasağına rağmen gizlice çiftleri evlendirmeye devam etti. Ancak İmparator bu durumu bir süre sonra öğrendi. Aziz Valentine, insanları evlendirmeye devam ettiği için tutuklandı ve yaptıklarının cezası olarak sopa ile dövülerek öldürüldü. Milattan sonra 270 yılının 14 Şubat'ında Hıristiyan şehitliğine gömüldü.
Aynı zamanlarda Roma'daki putperestler, şubat ayı içinde kutlanan Lupercalia Bayramı'nı kendi putperest tanrıları için kutluyorlardı. Bayram öncesi yapılan geleneksel çekilişi ise seromoniye bağlı kalarak kendileri için uygulamaya başladılar.
Hıristiyan Kilisesi'nin ilk kurulduğu yıllarda hizmet veren papazlar, bu törenlerin, özellikle de evlenmemiş gençlerin putperestler ile birlikte anılmasından rahatsız oldukları için bir çözüm buldular. Bu gençlerin isimlerinin azizlerle birlikte anılmasını istedikleri için Lupercalia Bayramı'nın başladığı günü Aziz Valentine Günü olarak kutlamaya başladılar. O gün bugündür her yılın 14 Şubat'ı "Sevgililer Günü" olarak kutlanmaya devam ediyor ve yeryüzünde kadın ve erkek beraber olduğu sürece de kutlanmaya devam edecek gibi
ÇİÇEKLERİN DİLİ
AÇELYA Nefse hakimiyet.
AÇELYA (HİNT) Gerçek şu ki, herşey bitti!
ADAÇAYI Eşler arasında "Biz iyi bir aileyiz" mesajıdır.
AKASYA (PEMBE VEYA KIRMIZI) Güzellik, zerafet ve incelik; Seni beğeniyorum.
AKASYA (BEYAZ) Dostluk; Bizimki temiz bir sevgi, belki biraz arkadaşça...
AKASYA (SARI) Platonik aşk, isimsiz aşık...
ANANAS Sen kusursuz birisin!
ARDIÇ Seni koruyacağım!
AYÇİÇEĞİ (ÇİÇEK OLARAK) Sana tapıyorum!
BADEM Aşkımızın sürmesini ümit ediyorum.
BİBERİYE Anma
ÇAN ÇİÇEĞİ Aşkımıza sadakatle bağlıyım!
ÇİNGÜLÜ Zarif ve çok güzelsin!
ÇUHA ÇİÇEĞİ Çok güzelsin.
DEFNE Terfi eden kişilere gönderilir; şan, ün, görkem anlamı taşır.
EĞRELTİOTU Samimiyet.
ELMA İtiraf etmem gerekirse, seni görünce şeytana uyasım geliyor; ya senin?
ERİK Sözüme sadık kalacağım.
FESLEĞEN İyi dilekte bulunmak için.
FINDIK Barışmak istiyorum!
FULYA Sevgilim, geri dön!
GARDENYA Beni unutma; gerçek aşkımsın...
GELİN EL ÇİÇEĞİ Mutlu olabiliriz.
GÜL Sevgiyi ifade eder.
GÜL (PEMBE) Arkadaşımsın.
GÜL (KIRMIZI) Seni seviyorum; ihtirasla bağlıyım sana!
GÜL (KIRMIZI & BEYAZ) Birliktelik isteği.
GÜL GONCASI (KIRMIZI) Genç ve güzelsin.
HANIMELİi Sana olan bağlılığım sonsuza kadar sürecek.
HERCAİ MENEKŞE Beynimi işgal ediyorsun; ama ben bu durumdan şikayetçi değilim...
IHLAMUR Evli çiftler için "Seni seviyorum" anlamı taşır.
İSPANYOL YASEMİNİ Bence, sen çok seksi ve şehvetlisin!
KAKTÜS İçtenlik; Aşkımız için zorluklara katlanmalıyız!
KAMELYA Kusursuz bir aşıksın!
KARANFİL Kişinin kendine olan öz saygısını ve güzelliği ifade eder.
KARAÇALI Dostluğumuz uzun ömürlü olsun!
KARANFİL (KOYU KIRMIZI) Kalbimi kırdın!
KARANFİL (PEMBE) Seni unutmayacağım...
KARANFİL (KIRÇILLI) Üzgünüm, ama bitmek zorunda...
KARANFİL (SARI) Beni hayal kırıklığına uğrattın!
KREZENTEM (BEYAZ) Bana gerçeği söyle!
LALE Aşkı ifade eder.
LALE (KIRMIZI) Aşkımı itiraf etmek istiyorum!
LALE (ALACALI) Gözlerin çok güzel.
LALE (SARI) Umutsuz aşkı ifade eder.
LEYLAK (MOR) Sana ilk görüşte aşık oldum!
LEYLAK (BEYAZ) Hoş ve namuslu birisin.
MENEKŞE Alçakgönüllüğü ifade eder.
MENEKŞE (MAVİ) Sana sadık kalacağım.
MENEKŞE (MOR) Düşüncelerimi zaptettin!
MELEKOTU İlham kaynağımsın.
MERSİNAĞACI Çok mutluyum, çünkü seni seviyorum!
MİMOZA Fazla alıngansın!
NANE Sana karşı içimde sıcak hisler besliyorum.
NERGİS Saygılarımla...
ORKİDE Aşkım, sen çok güzelsin, sen çok özelsin!
ÖKSEKOTU Sorunların üstesinden geleceğim.
PAPATYA Temiz bir kalbin simgesi.
PAPATYA (BAHÇE) Fikirlerini paylaşıyorum.
PELESENK Sabırsızlık; Aşkım, daha fazla bekletme!
PETUNYA Umudunu yitirme!
PORTAKAL Karşılıklı aşk; Ben de seni seviyorum.
REZENE Övgüye değer.
SARDUNYA İçin rahat olsun, her zaman yanındayım!
SARMAŞIK Aşkıma sadığım!
SEDİR YAPRAĞI Senin için yaşıyorum.
SÜSEN ÇİÇEĞİ Sana bir haberim var!
SÜSEN ÇİÇEĞİ (SARI) İhtiraslı bir aşk.
ŞEFTALİ Seninim!
YASEMİN Güzel ve çekicisin.
YENİBAHAR Acını paylaşıyorum.
ZAMBAK (SARI) Seni neşeli ve nazik (çekici) buluyorum!
ZEYTİN Barışalım!
MISIR PİRAMİTLERİNİN ÇÖZÜLMEYEN SIRRI
MISIR PRAMİTLERİNİN SIRRI
** Her biri 20 ton olan taşlardan inşa edilmiştir.Ve bu taşları temin edilebilecek en yakın mesafe yüzlerce km. Uzaktadır.
** Bu taşların nasıl getirildiği bilinmemektedir.
** Piramit kimin adına yapıldıysa,onun bulunduğu odaya, yılda iki defa güneş girmektedir.(doğduğu ve tahta çıktığı günler.)
** Mumyalarda radyoaktif madde bulunduğundan; mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
** Piramitlerin içerisinde ultra sount,radar,sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
** Kirletilmiş suyu, birkaçgün ‘’paramit’’in içine bırakırsanız ,suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
** Piramitlerin içinde sut birkaç gün süreyle taze kalır ve daha sonar hiç bozulmadan yoğurt haline gelir.
** Bitkiler piramitin içinde daha çabuk büyür.
** Piramit in içine bırakılmış su beş hafta süreyle bekletildikten sonar yüz losyonu olarak kullanılır.
** Çöp bidonu içindeki yemek artıkları hiç koku yaymadan piramitler içinde mumyalaşır
** Kesik,yanık,sıysık gibi yaralar bir piramidin içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.
** Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğuna hakkında bir bilgi yoktur.Araştırmacıların çoğu ya içinde kayboldu yada aynı yerde birkaç tur attılar fakat içlerini göremediler.
** Piramitlerin içi yazın soğuk,kışın sıcak olur.
CİLDİNİZİ TANIYIN
Sağlıklı ve güzel görünümlü bir cilde sahip olmak istiyorsanız, cildinizin gereksinimlerine tam olarak cevap vermeli ve doğru bakım ürünleri kullanmalısınız. Bunun için, öncelikle cilt tipinizi bilmelisiniz. Öğrenmek oldukça basit: cildinize dokunun, görünümünü inceleyin ve şikayetlerinizi hatırlayın.
Önce parmağınızı cildinizde gezdirin. Cildinizin
yağlı bir tabakayla kaplı olduğunu fark edeceksiniz. Bu tabaka, sebum ve sudan oluşan cildin koruyucu tabakasıdır. İşte bu koruyucu tabaka içerisindeki sebum yani yağ oranı cilt tipini belirler.
Eğer sebum oranı fazla ise cildiniz yağlı; az ise kuru; normal ve dengeli ise normal ve karma cilttir.
Kuru bir cilt, ince ve serttir. Gerilir ve kaşınır. Banyodan sonra kızarıklıklar oluşur, sabun ve kireçli su rahatsızlık verir. Fazlasıyla nemsizdir, günlük bakım kremi kullanılmasına rağmen hala kuruluk ve gerginlik hissedilir. Kuru ciltler genellikle kalıtımsaldır ama yanlış ürün kullanımı normal bir cildi kuruya dönüştürebilir.
Yağlı ciltte ten donuktur, cilt parlar, gözenekler ise genişlemiştir. Sık sık sivilce ve siyah nokta oluşur. Ama kuru cilde göre daha dayanıklıdır; daha yavaş yaşlanır ve kırışır. Yağlı ciltler zaman içinde karma cilde dönüşebilir: alın, burun ve çene ( T bölgesi ) yağlı, yanaklar kuru.
Bir önemli not, cildiniz hangi tipte olursa olsun, fazla güneşlenme, mevsim değişimleri ve hormonal etkenler nedeniyle nemsizlik, hassasiyet veya kuruluk gibi sorunlarla karşılaşabilirsiniz. Bu durumda yapmanız gereken, özel bakım programları uygulamaktır.
İNTERNET SÖZLÜĞÜ
/ : Taksim işareti. web adreslerinde kullanılır.
@ : e-mail adreslerinde kullanıcı ismini kullanıcının Internet
adresinden ayırmak için kullanılır. Örneğin
ahmet@yahoo.com
: Ters taksim işareti. Çoğunlukla DOS ve Windows dizinlerinde
kullanılır.
~ : Web adreslerinde kullanılır. Bir alt dizini gösterir.
100BaseFX : Fiber kablo kullanılan 100 Mbps'lik Fast Ethernet
spesifikasyonu. 400 metreyi geçmeyen bağlantılar için kullanılır.
100BaseT : UTP kablo kullanan 100 Mbps'lik Fast Ethernet spesifikasyonu.
100BaseT bağlantısı, ağ üzerinde trafik yokken darbeler gönderir.
100BaseTX : UTP veya STP kablo kullanılan 100 Mbps'lik Fast Ethernet
spesifikasyonu. İlk kablo çifti veriyi almak için, ikincisi iletmek için
kullanılır. 100BaseTX 100 metreyi geçen bağlantılarda kullanılmaz
3-D (Üç Boyutlu) : Bilgisayarlarda derinliği algılamayı sağlayan görüntü
biçimini tanımlar.
ACD (Automatic Call Distribution) :
Otomatik Çağrı Dağıtımı. Gelen çağrıları merkezi ofisten farklı
yerlerdeki çalışanlara yönlendiren cihaz veya servis.
Active matrix (Aktif matriks) : Taşınabilir bilgisayarların sıvı
kristal ekranlarında kullanılan teknoloji, TFT olarak da bilinir. Pasif matris
(çift taramalı - dual scan) ekranlara göre daha geniş bir açıdan iyi görüntü
sağlar.
Adapter (adaptör) : Bir donanım veya elektronik parçanın başka bir
donanım veya elektronik parçaya, herhangi bir fonksiyon kaybına yol açmadan
bağlanabilmesini sağlayan cihaz.
Add-in : Ana programa eklenebilen ek yardımcı yazılımlar için kullanılır.
Add-on : Bir bilgisayarın kapasitesini artırmak için takılan bir
donanım birimi olabileceği gibi, ana yazılımın özelliklerini artıran yardımcı
bir yazılım da olabilir.
ADSL (Asymmetric Digital Subscriber Line) : Asimetrik Sayısal Abone Hattı.
Varolan telefon hatları üzerinden yüksek bant genişliğinde sayısal
verilerin iletilmesini sağlayan teknoloji. Çevirmeli telefon servislerinden
farklı olarak sürekli bir bağlantı sağlar. ADSL, aynı hat üzerinden
analog (ses) bilgilerin iletilmesine de izin verir.
Agent : Ajan. Internet'te bilgi toplayan bir program. Sizin olmadığınız
zamanlarda da bazı servisleri periyodik olarak yerine getirebilir. Verdiğiniz
parametrelere göre ilgilendiğiniz bilgileri toplar, bunları günlük veya
belirlediğiniz periyotlarda size sunar.
AGP (Accelerated Graphics Port) : Üç boyutlu grafiklerin sıradan
PC'lerde gösterilmesini sağlayan bir arabirim spesifikasyonu. Intel tarafindan
geliştirildi.
Algorithm : Bir sorunu çözmek için belirlenmiş kurallar veya işlemler.
Analog : Analog teknoloji, belirli bir frekansdaki alternatif
elektromanyetik akımın, değişken frekansdaki işaretlere veya taşıyıcı
dalgaların büyüklüğüne eklenmesi ile gerçekleştirilen elektronik iletim.
Yayın ve telefon iletişimi analog teknoloji kullanılarak gerçekleştirilir.
Analog-to-digital conversion (ADC) : Analogdan sayısala dönüştürme.
Değişken (analog) bir işaretin içeriği değişmeksizin çok seviyeli (sayısal)
bir işarete dönüştürülmesi.
Anti-virus yazılımı : Bilgisayarınızın disklerinde bilinen veya
potansiyel virusleri arayıp bulan ve yok eden bir program türü.
API (Application Programming Interface) : Uygulama Programlama Arayüzü.
Diğer programlarla bilgi alışverişinde bulunan programları yazan programcılar
tarafından kullanılır.
Applet : Küçük bir uygulama programıdır. Java diliyle oluşturulur
ve bir HTML sayfasına yerleştirilir.
Application Layer : Uygulama Katmanı. OSI (Open Sytems Interconnection)
referans modelinde 7. katman. E-mail, dosya transferi ve terminal emülasyonu
gibi işlemlere servis verir.
Application Server : Uygulama Sunucusu. Dağıtık yapıdaki bir ağda
bulunan bir bilgisayarda çalıştırılan sunucu yazılımı. Üç katmanlı
uygulamaların bir parçasıdır. Bu üç katman: Kullanıcı arayüzü (GUI),
uygulama sunucusu ve veritabanı sunucusudur.
Architecture : Mimari. Bilgi teknolojilerinde, özellikle bilgisayarlarda
ve networklerde mimari, genel yapıyı, elektronik komponentleri, bilgisayarın
iç yapısını ve işletim sistemini belirler.
ASCII : Metin dosyalarında en çok kullanılan formattır. Bir ASCII
dosyasındaki her bir karakter, 7 haneli ikili sayı sistemi ile gösterilirler.
Bu şekilde 128 adet karakter gösterilebilir.
Assembler : Temel bilgisayar komutlarından oluşan ve komutları
bilgisayar işlemcisinin anlayabileceği şekilde ikili kod durumuna çeviren
bir program.
Asynchronous : Zamanuyumsuz. Bilgisayar programlamasında işlemlerin
birbirinden bağımsız olarak yapılabilmesidir. İstemci/sunucu modeli kullanılarak
sunucular, pek çok istemciden gelen zamanuyumsuz çalışma taleplerini yönetebilirler.
ATM (Asynchronous Transfer Mode) : Veriyi 53 byte'lık hücrelere bölen
ve onları sayısal işaret teknolojisini kullanarak fiziksel bir ortam üzerinden
ileten bir anahtarlama teknolojisi. Yüksek hızlı iletimin avantajını
kullanmak için tasarlanmıştır.
Authentication : Onaylama. Özel veya herkese açık ağlarda, ağa bağlanan
kişinin kimliğinin tespiti için gereklidir.İşlem şifre girilerek gerçekleştirilir.
Authorization : İzin. Sisteme giriş izni vermek. Çok kullanıcılı
sistemlerde sistem yöneticisi, sisteme girebilecek kişilere giriş izni ve kişilere
bağlı olarak da sistemde yapabileceği işlemler için belirli izinler verir.
B2B (business-to-business) :
e-biz de denir. Internet'te kurumlarla tüketiciler arasında değil de kurumlar
arasındaki ürün, servis ve bilgi alışverişi.
Backbone : Omurga. Ağın en ağır trafiği taşıyan parçası; bir
binanın içine, şehre veya bölgeye yayılmış olan LAN'ları birbirine bağlar.
Backplane : Bir şasi içindeki arabirim kartı ile veri yolları ve güç
dağıtım yolları arasındaki fiziksel bağlantılar.
Backup : Yedekleme. Ekipmanın bozulması durumu düşünülerek dosyaların
veya veritabanının başka bir yere kopyalanması işlemi.
Bandwidth : Bant genişliği. Bir ağ kablosunun taşıyabileceği
maksimum veri miktarı, bps (bit per second) birimi ile ölçülür.
Barcode : Barkod. Belirli bir ürünü, şahsı veya yeri temsil edecek
şekilde çizgi ve boşluklardan oluşturulmuş görüntü. Kod, sayıları ve
diğer işaretleri göstermek için dikey çubuk ve boşluk dizilerini kullanır.
Kodları okumak için bir barkod okuyucu kullanılır.
Baseband : Temel bant. Tek taşıyıcı frekansın kullanıldığı
klasik bir ağ teknolojisi. Ethernet buna iyi bir örnektir. Buna 'Narrowband'
da denir. Karşıtı 'broadband'dir.
Baud : Saniyede iletilen işaret sayısını gösteren işaret hızı
birimi. Her bir işaret elemanı 1 bit'le gösterilirse, baud yerine bps (bit
per second - saniyedeki bit sayısı) de kullanılabilir.
Benchmark : 1) Bir ürünün veya sistemin ölçüldüğü şartlar.
2) Belirli bir işletim sistemini veya uygulamayı ölçmek için özel
olarak tasarlanmış bir program. 3) Kullanıcıların iyi tanıdıkları
bir ürünle daha yeni bir ürünün kıyaslanması. 4) Bir ürünün karşılaması
gereken performans kriterleri dizisi.
Beta test : Yazılım geliştirmede yazılım testinin ikinci aşamasıdır.
Ürün piyasaya çıkmadan önceki testleri içerir. İlk aşama alpha testidir.
Beta version : Beta testi aşamasındaki yazılımın testçilere dağıtılan
sürümü.
Binary : Bilgisayarların verileri gösterirken kullandıkları ikili sayı
sistemi. Sadece 0 ve 1 sayılarını içerir.
Binary file : Metin dışındaki bilgi formatlarını (grafik, ses,
elektronik tablo vs.) içeren dosya. Bir metin dosyası değildir. Bilgisayarın
anlayacağı bir şekilde bit'lerden oluşmuş bir dosyadır.
BIOS (Basic Input/Output System) : Bilgisayar açıldıktan sonra
sistemin çalışmaya başlaması için işlemci tarafından kullanılan
program. Bilgisayarın işletim sistemi ile sabit disk, klavye ve mouse gibi
cihazlar arasındaki veri akışını yönetir.
Bit : Verinin en küçük birimidir. Tek bir ikili değere sahiptir, ya 0'dır
ya da 1.
Bitmap : Bir görüntü alanını ve her bir pikselin rengini belirler.
GIF ve JPEG, bitmap içeren grafik görüntü dosya tipine iyi birer örnektir.
Bit rate : Bit hızı. Sayısal iletişimde, bir iletişim ağının
belirli bir noktasından saniyede geçen bit sayısını gösterir. Veri
transfer hızı da denir.
Bluetooth : Mobil telefonların, bilgisayarların ve diğer mobil cihazların
birbirleriyle, ev ve işyerlerindeki kısa dalga kablosuz bağlantıları
kullanan telefon ve bilgisayarlarla kolaylıkla bağlantı kurabilmelerini sağlayan
spesifikasyon.
Boolean logic : Bilgisayardaki veriyi sorgulamak için AND, OR veya NOT
gibi terimler kullanılan sistem.
Boot : Bir bilgisayarı boot etmek, bilgisayarın belleğine işletim
sistemini yüklemektir. Sistem yüklendiğinde, artık bilgisayar kullanıcının
herhangi bir uygulamayı çalıştırması için hazır durumdadır.
Bps (Bits per second) : Saniyede bit sayısı. Bir modemin veri iletim hızıdır.
Bridge : Köprü. İletişim ağlarında, aynı protokolu (örneğin
Ethernet veya Token Ring) kullanan yerel alan ağlarını birbirine bağlamak için
kullanılan ürün.
Broadband : Tek bir iletişim ortamında birden fazla veri kanalı sağlayan
iletişimi gösterir.
Broadcast : Yayın. Genelde birşeyi bütün yönlere aynı anda yöneltme
anlamındadır. Radyo veya televizyon yayını, alıcısını doğru işaret
kanalına ayarlayan herkesin alabileceği radyo dalgaları üzerinden yapılan
bir iletimdir. Bazen bütün üyelere gönderilen e-mail'ler için de kullanılır.
İletişimde bir ağ üzerindeki bütün noktalara veri paketi gönderimi için
kullanılır.
Broadcast adress : Yayın adresi. Bütün istasyonlara bir mesaj gönderimi
için ayrılmış özel adres.
Broadcast domain : Yayın alanı. İletişim alanında, topluluk içindeki
bir cihazdan çıkan yayını alacak olan bütün cihazlar topluluğu için
kullanılır. Yayın alanı genellikle router'larla sınırlanır, çünkü
router'lar yayını geçirmezler.
Broadcast Storm : Yayın fırtınası. Pek çok yayının bütün ağ bölümlerine
aynı anda gönderilmesi şeklindeki istenmeyen bir ağ durumu. Bir yayın fırtınası
ağın bant genişliğinin büyük bir bölümünü işgal eder ve ağın devre
dışı kalmasına neden olabilir.
Browser : Web'de yayınlanan bilgiyi aramak için kullanılan bir yazılım
paketi; en çok kullanılanları Microsoft Internet Explorer ve Netscape'dir.
Buffer : Tampon. Donanım cihazları ile farklı hızlarda çalışan
veya farklı öncelikleri olan programlar tarafından paylaşılan bir veri alanıdır.
Tampon, her cihazın veya işlemin diğerini engellemeden çalışmasını sağlar.
İletişimde, iletilen verinin tutulduğu depolama alanı için kullanılır.
Tampon, ağ cihazları arasındaki işlem hızı farklılıklarını ortadan
kaldırmak için kullanılır.
Bug : Hata. Bilgisayar teknolojisinde, bir programdaki kodlama hatasını
gösterir.
Burst : Aralıklı bir işlem sırasında belirli bir miktarda verinin alınması
ve gönderilmesidir.
Bus : Bir bilgisayar parçasından diğerlerine gönderilen işaretlerin
üzerinden geçtiği, kablolardan veya diğer ortamlardan oluşan fiziksel işaret
yolu.
Business intelligence : Kurumsal bilgisayar kullanıcılarının daha iyi
karar vermelerine yardımcı olmak için, veriyi toplamak, depolamak, analiz
etmek ve ona erişim sağlamak için kullanılan uygulama ve teknoloji
kategorisi. Business intelligence uygulamaları, karar destek, sorgu ve
raporlama, OLAP (online analytical processing), istatistik analizi, tahmin ve
veri arama uygulamalarını içerir.
Byte : Pek çok bilgisayar sisteminde sekiz bit'in oluşturduğu bir
bilgi birimi olarak kullanılır. Çoğunlukla bir karakteri gösteren bir
birimdir (örneğin, "g", "5" veya "?").
Cable : Kablo. Koruyucu bir kılıf içinde bakır kablonun
veya optik fiberin oluşturduğu veri iletim ortamı.
Cable modem : Kablo modem. PC'nizi yerel kablolu TV hattına bağlamanızı
ve veriyi 1.5 Mbps hızında almanızı sağlayan cihaz.
Cache : Bir şeyin geçici bir süre saklandığı yer. Web sayfalarını,
diskinizdeki browser'in cache dizininde saklayabilirsiniz. O sayfaya tekrar dönmek
istediğinizde, browser sayfayı gidip sunucudan almak yerine cache'den alır ve
size zaman kazandırır. Bilgisayarlar çeşitli seviyelerde cache içerirler,
bunların arasında bellek cache'i (ön bellek) ve disk cache'i vardır.
CAD (Computer Aided Design) : Mimarlar, mühendisler, tasarımcılar,
sanatçılar ve teknik çizimle uğraşan kişiler tarafından kullanılan bir
yazılım tipi. CAD yazılımları iki veya üç boyutlu modeller yaratmak için
de kullanılabilir.
Call center : Çağrı merkezi. Müşterilerden gelen çağrılarla
birlikte diğer çağrıların da bilgisayar otomasyonu yardımıyla yönetildiği
merkez.
Carrier : Taşıyıcı. Bilgi teknolojisi alanında, başka bir veri taşıyıcı
işaret tarafından modüle edilmiş olan tek frekanslı elektromanyetik dalga
veya alternatif akım. İletişim endüstrisinde ise, telefon şirketi veya
iletişim servisi veren diğer şirketler için kullanılır.
Category 5 cabling : Kategori 5 kablolaması. Standart UTP kablolamanın
beş derecesinden biri. Veriyi 100 Mbps hızda iletir.
Cell : Hücre. Ağ alanında ATM tipi anahtarlamada temel veri birimi
olarak kullanılır.
Cell relay : Ağ teknolojisi, küçük, sabit boyutlu veri paketlerine
veya hücrelere dayanır. Hücreler sabit uzunlukta olduklarından, donanımda yüksek
hızlarda işlenip anahtarlanabilirler. Cell relay, aralarında ATM, IEEE 802.6
ve SMDS gibi protokollerinde bulunduğu pek çok yüksek hızlı ağ
protokolunun temelidir.
CGI (Common Gateway Interface) : Bir Web sunucunun aynı bilgisayarda çalışan
bir uygulamayla ve uygulamanın da (CGI programı) Web sunucu ile nasıl iletişim
kuracağını belirleyen kurallar dizisi. Herhangi bir uygulama, CGI standardına
göre giriş-çıkışı idare ediyorsa, bir CGI programı olabilir.
Cgi-bin : Bir Web sunucuda CGI programlarının tutulduğu dizine verilen
ad.
CGMP : Cisco Group Management Protocol. IP host'ların
ve router'ların IGMP'leri (Internet Group Management Protocol) tarafından
bildirilen multicast trafiğini tanımak için Cisco anahtarları tarafından
kullanılır. Anahtarlar bu bilgiyi, multimedya ortamındaki trafiği kısıtlayarak
yerel ağ bant genişliğini korumak için kullanırlar.
Channel : Kanal. 1) İletişimde üzerinden işaretlerin aktığı
ayrı bir yol. 2) Radyo ve televizyonda, bir kullanıcının seçebildiği
ayrı bir program kaynağı. 3) Optik fiber iletiminde, ayrı bir ışık
dalga boyu. 4) Internet'te, yenilenen bilgiyi otomatik olarak gönderen,
önceden belirlenmiş bir Web sitesi. 5) Bilgisayar ve Internet pazarında,
üretici ile alıcı arasındaki kuruluşlar. 6) IRC kullanımında,
belirli bir chat grubu.
Channel-attached : Kanal bağlantısı. Bir bilgisayara veri kanalları
(giriş/çıkış kanalları) tarafından bağlanmış cihazlar.
Chassis : Şasi. Bir otomobilin, uçağın, bilgisayarın veya çok parçalı
herhangi bir cihazın üzerine kurulduğu yapı.
Checksum : İletim biriminden geçen bit'lerin sayısı. Aynı birimden
alıcıda da bulunur. Böylece alıcıya aynı sayıda bit'in ulaşıp ulaşmadığı
kontrol edilebilir.
Circuit : Devre. 1) Elektronikte, elektrik akımının taşındığı
iki veya daha çok nokta arasındaki yol. 2) İletişimde, iki veya daha
fazla nokta arasında işaretlerin taşındığı özel yol.
Circuit switching : Devre anahtarlama. Bir çağrı boyunca, çağrıyı
yapanla alan arasında olması gereken özel fiziksel devredeki anahtarlama
sistemi. Daha çok telefon ağlarında kullanılır.
Client : İstemci. Ağ üzerindeki bir nokta. Bir sunucu tarafından sağlanan
kaynakları kullanan kullanıcı iş istasyonu.
Client/server : İstemci/sunucu. İki bilgisayar programı arasındaki
ilişkiyi tanımlıyor. Programlardan biri (istemci), talebini yerine getirecek
olan programdan (sunucu), bir servis talebinde bulunur. Bir ağ üzerinde
istemci/sunucu modeli, farklı yerlere dağıtılmış programlar arasında
uygun bir iletişim yolu sağlar.
Clock speed : Saat hızı. Bir bilgisayarda, işlemcinin çalışma
temposunu ayarlayan bir osilatör tarafından saniyede üretilen darbe sayısı.
Genellikle MHz (megahertz veya saniyede milyon darbe) olarak ölçülür.
Cluster : 1) Kişisel bilgisayar depolama teknolojisinde,
bilgisayarın işletim sistemi tarafından yönetilen, sabit diskteki dosya
depolama mantık birimidir. 2) İletişim teknolojisinde, ortak bir
kontrol birimine veya sunucuya veya bir grup sunucuya bağlanmış terminal veya
iş istasyonu grubudur. Böylelikle yapılan işler paylaşılabilir veya
sunuculardan biri arızalandığında diğeri devreye girebilir.
Coaxial cable : Kablolu TV bağlantılarında, Ethernet veya diğer
tipteki yerel alan ağlarında kullanılan kablo.
Codec : 1) (coder-decoder) İletişimde, analog işaretleri sayısal
bit serilerine ve sayısal işaretleri de analoga dönüştürmek için darbe
kod modülasyonunu kullanan cihaz. 2) (Compression/decompression) Büyük
dosya veya programları küçültmek için sıkıştıran ve daha sonra açan özel
bir program.
Coding : Kodlama. İkili işaretleri taşımak için kullanılan elektrik
teknikleri.
Collision : Çarpışma. Bir Ethernet ağında, aynı anda veri iletmek
isteyen iki cihazın yol açtığı sonuç. Veri paketlerinin çarpıştığını
tespit eden ağ her ikisini de iptal eder. Çarpışma, Ethernet ağının doğal
bir sonucudur.
COM (Component Object Model) : Program komponent nesnelerini geliştirmek
ve desteklemek için Microsoft'un bir çalışması. COM+, DCOM ve ActiveX arayüzlerini
ve araçlarını içerir.
COM port : İletişim yuvası. Bilgisayarlarda dışardan modem gibi
cihazların takıldığı yuva.
Command : Komut. Kullanıcının bilgisayarın işletim sistemine veya
bir uygulama programına, bir servisi uygulaması için verdiği özel emir.
Compiler : Derleyici. Belirli bir programlama dilinde yazılmış
komutları işleyen ve onları bilgisayar işlemcisinin kullanacağı bir
formata dönüştüren özel bir program.
Component : Komponent. 1) Programlama ve mühendislikte komponent,
büyük bir programın veya yapının tanınabilen bir parçasıdır. Genellikle
bir komponent, bir fonksiyon veya ona ilişkin fonksiyonlar grubunu sağlar. 2)
Nesne yönelimli programlamada ve dağıtık nesne teknolojisinde komponent,
yeniden kullanılabilen bir program parçasıdır. Aynı bilgisayardaki veya dağıtık
bir ağda başka bir bilgisayarda bulunan diğer komponentlerle birlikte bir
uygulamayı oluştururlar.
Compression : Sıkıştırma. Zamandan veya yerden tasarruf etmek için
verinin boyutunu küçültme işlemi.
Concentrator : Konsantratör. Veri iletim işaretlerini ileriye doğru
aktaran cihaz. Bazen uzak erişim hub'ları için de aynı terim kullanılır.
Connectionless : Bağlantısızlık. Sanal bir devre olmaksızın veri
transferi yapılmasını tanımlar.
Connection-oriented : Bağlantı yönelimli. Sanal bir devre kurulmasını
gerektiren veri transferini tanımlar.
Convergence : 1) Bilgi işlem teknolojisinde, kişisel
bilgisayarın, iletişimin ve televizyonun birleştirilip herkesin kullabileceği
seviyeye getirilmesi. 2) İletişim teknolojisinde, ağ topolojisinde yapılan
değişikliği kabul etmek için özel bir yönlendirme protokolü çalıştıran
bir grup ağ cihazının hızı ve özellikleri.
Cookie : Bir Web sitesinin sabit diskinize yerleştirdiği bilgi. Daha
sonra tekrar o siteyi ziyaret ettiğinizde bu bilgi sayesinde sizi hatırlayacaktır.
Core router : Paket anahtarlamalı yıldız topolojisinde omurganın bir
parçası olan router. Çevredeki ağlardan diğer ağlara giden trafiğin tümünün
üzerinden geçeceği tek kanaldır.
Cpi (characters per inch) : İnç başına basılan karakter sayısı.
Sabit genişlikteki fontlar için kullanılır. Değişken genişlikteki fontlar
ortalama bir cpi değerine sahiptir.
Cps (characters per second) : Nokta vuruşlu yazıcıların saniyede bastıkları
karakter sayısı.
CPU (Central Processing Unit) : Merkezi İşlem Birimi. Bilgisayar
programlarının komutlarını işleyen merkezi birim olan işlemci veya mikroişlemci
için eskiden kullanılan bir deyim.
CRM (Customer Relationship Management) : Müşteri İlişkileri Yönetimi.
Kurumların müşteri ilişkilerini düzenli bir şekilde yürütmelerine yardımcı
olan yazılım ve metodolojiler için kullanılan terim.
CRT (Cathode Ray Tube) : Görüntülerin elektron ışınlarının
fosforlu yüzeyine düşmesi ile oluştuğu özel bir tüp. Pek çok bilgisayar
monitöründe kullanılır.
CSU/DSU (Channel Service Unit/Digital Service Unit) : Kanal Servis
Birimi/Sayısal Servis Birimi. Yerel alan ağlarında (LAN) kullanılan sayısal
veri çatılarını, geniş alan ağı (WAN) çatılarına veya tersine dönüştüren
modem boyutundaki bir cihaz.
CTI (Computer telephony integration) : Bilgisayar ve telefon ağlarının
bir arada çalışmalarını sağlayan yazılım. Çağrıya özel verileri sağlamak
için daha çok çağrı merkezlerinde kullanılır.
Cursor : İmleç. Kullanıcının metni gireceği yeri ekranda gösteren
işaret.
Data mining : Veri arama. Daha önce bulunmayan
ilişkileri ortaya çıkarabilmek için yapılan veri analizi.
Data rate : Veri hızı. Belirli bir sürede bir yerden başka bir yere
iletilen sayısal veri miktarı.
Data warehouse : Veri ambarı. Bir kurumun çeşitli kaynaklarından
gelen verilerin tamamının veya önemli kısımlarının toplandığı depolama
alanı. Çeşitli uygulamalardan ve kaynaklardan alınan veriler veri ambarındaki
bir veritabanında tutulacak şekilde düzenlenirler ve analitik uygulamalar
tarafından kullanılmak veya kullanıcı sorguları için hazır hale
getirilirler.
Database : Veritabanı. Kolayca erişilebilecek, yönetilebilecek ve güncellenebilecek
şekilde düzenlenmiş olan bir veri topluluğu. Bir veritabanı, satış işlemleri,
ürün bilgileri, stoklar ve müşteri bilgileri ile ilgili kayıtları barındırır.
Database management system : Veritabanı yönetim sistemi. Bir veya
birden fazla kullanıcının bir veritabanına bilgi girmesine veya veritabanındaki
bilgilere erişmesine izin veren bir program.
Debugging : Bir bilgisayar programındaki hataların bulunup düzeltilmesi
işlemi.
Decission support system : Karar destek sistemi. Kullanıcıların iş
kararlarını daha kolay verebilmesi için verileri analiz eden ve sonuçları
kullanıcıya sunan bir uygulama.
Decryption : Başkalarının okumasını engellemek amacıyla şifrelenen
bilgilerin tekrar eski formatına dönüştürülmesi.
Dedicated line : Özel hat. Bir kullanıcının veya kurumun günün 24
saati kullanımına hazır olan, iki nokta arasındaki iletişim hattı.
Default : Kullanıcı bir ayar parametresini veya herhangi bir değeri
belirlemediği zaman, uygulamanın kullandığı daha önceden belirlenmiş
sabit bir değer veya ayar parametresi.
Delay : 1) Kullanıcının başlattığı bir işlemle, işleme
karşılık aldığı ilk yanıt arasında geçen süre. 2) Belirli bir
kaynaktan gönderilen bir veri paketinin belirli bir yol üzerinden hedefe ulaşması
için gereken süre.
Demodulation : Modüle edilmiş bir işaretin eski durumuna dönüştürülmesi
işlemi. Modemler bu işlemi, analog bir işareti orijinal haline (sayısal) dönüştürmek
için uygularlar.
Denial of service attack : Internet'te, belirli servisleri almakta olan
kullanıcıların bu servisleri alamama durumuna getirilmeleri. Danial of
service (DoS) attack, bir bilgisayar sistemindeki dosyalara ve programlara da
zarar verebilir.
Destination adress : Hedef adres. Ağ üzerinde veriyi alan bir cihazın
adresi.
Device driver : Cihaz sürücü. Bilgisayara takılmış belirli tipteki
bir cihazı kontrol eden program. Cihaz sürücüler, yazıcılar, ekranlar,
CD-ROM okuyucular ve disket sürücü gibi cihazlar için kullanılırlar.
Dial-up : Pek çok kullanıcının bir çok hatta sahip bir sistem üzerinden
kurdukları telefon bağlantısı. Sınırlı bir süre için sürdürülür.
Alternatifi, sürekli bir bağlantı sağlayan kiralık hat bağlantısıdır.
Dial-up line : Bir telefon ağını kullanarak anahtarlamalı devre bağlantısı
yoluyla kurulmuş iletişim hattı.
Digital audio tape (DAT) : Sayısal ses bantı. Profesyonel çalışmalarda
sesin sayısal olarak kaydedilmesi için kullanılan teknik ve kayıt ortamı.
Digital signal processing (DSP) : Sayısal işaret işleme. Sayısal
iletişimin doğruluğunu ve sürekliliğini sağlamak için kullanılan çeşitli
teknolojiler.
Digital signature : Sayısal imza. Bir mesajı göndereni veya bir dokümanı
hazırlayanı tespit etmek için kullanılan elektronik imza.
Directory : Dizin. 1) Internet'te, konu başlıklarının ve alt
başlıklarının düzenli bir şekilde sunulduğu kılavuz. Bunlardan en çok
bilineni Yahoo'dur. 2) Bilgisayarda, birbirine bağlı dosyaların diğerlerinden
ayırdedilebilmesi için bir isim verilerek tutuldukları klasörlerden oluşan
yapı.
Directory services : Dizin servisleri. Servis sağlayıcıların ağ
cihazlarını konumlandırmalarına yardımcı olan servisler.
Docking station : Taşınabilir bilgisayarların masaüstü bilgisayar
gibi çalışmalarına izin verecek şekilde bağlantılar sağlayan bir donanım
parçası. Docking station'lar ağ kartı da içerirler, böylece taşınabilir
bilgisayarları ağa bağlarlar.
Domain : Alan. Bir isimle belirlenen bilgi alanı. Internet'te ağ
adresleri dizisini içerir.
Domain name system (DNS) : Alan ismi sistemi. İsimlerin IP (Internet
Protocol) adreslerine dönüştürülme yolu.
Download : İndirme. Bir dosyanın bir bilgisayardan diğerine
iletilmesi. Internet'te bir kullanıcının bir Web sitesinde bulunan bir dosyayı
kendi bilgisayarına alması.
DRAM : Bilgisayarlarda kullanılan bir bellek türü. Depolama hücrelerindeki
bilgilerin sürekli yenilenmesini gerektirir.
DSL (Digital Subscribe Line) : Normal telefon hatları üzerinden
verilerin yüksek bant genişliklerinde iletilmesini sağlayan teknoloji.
Dynamic HTML : HTML'in önceki sürümüne göre daha gösterişli ve daha
interaktif Web siteleri yaratılmasına izin veriyor, yeni programlama olanakları
sunuyor.
E-business : e-iş. İşlerin Internet üzerinde
yönetimi. Sadece mal alım satımını değil, müşterilere servis vermeyi ve
iş ortakları ile birlikte çalışmayı da kapsar.
E-commerce : Elektronik ticaret. Internet üzerinden servis ve mal alım
satımı işlemleri.
Edge router : ATM ağlarında kullanılan bir terim. Yerel ağlar ile ATM
omurga ağı arasında veri yönlendirmesini sağlayan ağ cihazıdır.
EDI (Electronic Data Interchange) : Elektronik veri değişimi. Veri alış
verişi için standart bir format. Daha çok iş dokümanlarının transferinde
kullanılır.
EEPROM : Sadece okunabilen, ancak üzerindeki bilgiler silinip yeniden yüklenebilen
bir bellek türü.
E-mail : e-posta. İletişim kanalları kullanılarak bilgisayar üzerinden
mesaj alışverişi. E-posta mesajları genel olarak metin formatındadır.
Ancak grafik veya başka veri tiplerini mesajınıza iliştirip gönderebilirsiniz.
Encoder : Sayısal ses teknolojisinde, wav ses dosyalarını MP3 dosya
formatına dönüştüren program.
Encryption : Veriyi, istenmeyen kişilerin anlayamayacakları bir biçime
sokan özel bir algoritmanın uygulanması.
Enterprise : Bilgisayar kullanan organizasyonlar için kullanılır.
Pratik kullanımında daha çok büyük kurumları gösterir.
Enterprise network : Kurumsal ağ. Bir kurumun ana noktalarını birbirine
bağlayan ağ. WAN'dan farkı, kurumun kendi özel bir ağ olmasıdır.
Entity : Varlık. İletişim alanında genel olarak yönetilebilen bir ağ
cihazını gösterir.
EPROM : Silinebilen programlanabilir bellek. Üzerindeki program silinip
yeniden yüklenebilir.
ERP (Enterprise Resource Planning) : Üretim yapan veya diğer iş
alanlarında çalışan kurumların iş birimlerini yönetmelerine yardımcı
olan çok modüllü bir uygulama. Yönetilebilen iş birimleri arasında üretim
planlama, satın alma, yedek parça stoğu, sipariş izleme gibi birimler
bulunabiliyor. ERP uygulaması, finans ve insan kaynakları modüllerini de içerir.
Sistem çoğunlukla bir veritabanı ile entegre bir biçimde kullanılır.
Ethernet : En çok kullanılan yerel alan ağı
teknolojisi.
Extranet : Bir intranet'e sahipseniz, müşterilerin, tedarikçilerin ve
diğer önemli kişilerin ihtiyaçları olduğu alanlara güvenli bir şekilde
erişmelerini sağlayarak, onun bir kısmını bir extranet haline dönüştürebilirsiniz.
FAQ (Frequently asked questions) : Sıkça sorulan sorular. Internet'in
bir özelliği haline geldi. Internet üzerinde çeşitli konularda sık sorulan
sorulara verilen yanıtları içeren pek çok FAQ bölümü bulabilirsiniz.
Fast Ethernet : IEEE 802.3u spesifikasyonuna dayanan Fast Ethernet,
10BaseT Ethernet spesifikasyonuna göre 10 kat fazla hız sağlar. Ayrıca çatı
formatı, MAC mekanizmaları ve MTU gibi özellikleri de korur. Teorik olarak çıkış
hızı toplam 100 Mbps'i bulur.
Fault management : Hata yönetimi. OSI tarafından belirlenen ağ yönetiminin
beş kategorisinden biri. Ağ hatalarının bulunmasını ve kontrol edilmesini
sağlar.
FDDI (Fiber Distributed Data Interface) : 200 km'yi geçmeyen yerel ağlarda,
fiber optik hatlar kullanılarak veri iletişim yolları kurulmasını
belirleyen standart.
Fiber optic : cam, plastik kablo veya fiber üzerinde iletişimin ışık
darbeleri ile yapılmasını sağlayan teknoloji ve ortam.
Fibre Channel : Fiber Kanal. Bilgisayar cihazları arasında 1 Gbps hızında
iletişim kurulmasını sağlayan teknoloji. Çoğunlukla sunucularla depolama
cihazları arasında veya depolama cihazlarının kendi aralarındaki iletişim
için kullanılır.
File allocation table (FAT) : Dosya yeri tablosu. Bir sabit diskte
saklanan dosyaların haritasını tutar. Diske kaydedilen dosyalar cluster'larda
(diskin temel birimi) tutulurlar, bunların da yan yana olması gerekmez. İşletim
sistemi dosyanın kaydedildiği cluster'ları bu tabloya bakarak öğrenir ve
bulur.
File extensions : Dosya ekleri. Bir dosyanın formatını gösteren,
dosya isminin devamında yer alan ekler.
File formats : Dosya formatları. Kullandığınız her programda
dosyalar belli formatlarda kaydedilirler. O dosyaları tekrar açmak için ya
aynı programı kullanmak ya da o formatı destekleyen başka bir program
kullanmak gerekir.
File sharing : Dosya paylaşımı. Bilgisayar verilerinin herkes tarafından
veya belirli kişiler tarafından paylaşımı. Çoğunlukla ağ üzerinde ayrılan
bir alanda toplanan dosyalar kolaylıkla kullanıcılar tarafından paylaşılabilir.
File system : Dosya sistemi. Bilgisayarda dosyaların isimlendirilme ve
bilgisayarda tutulma sistemidir. Dosyalar klasörlerin oluşturduğu bir dizin
yapısında tutulurlar.
File transfer : Dosya transferi. Dosyaların bir ağ cihazından diğerine
aktarılmasına izin veren ağ uygulamaları kategorisi.
Filter : Filtre. 1) Programlamada, belirli kriterleri karşılaması
beklenen giriş ve çıkışları kontrol etmek için kullanılan program. 2)
İletişimde belirli tipte işaretlerin geçmesine izin veren cihaz.
Firewall : Özel ağ kaynaklarını diğer ağ kullanıcılarından
korumak için, bir geçit sunucusuna yerleştirilen uygulama.
FireWire : Apple'ın çeşitli cihazların bilgisayara bağlanabilmesi için
geliştirdiği bir standart. 63 kadar cihaz tek bir kablo ile 400 Mbps transfer
hızında bilgisayarlara bağlanabiliyor.
Firmware : ROM'a yüklenmiş yazılım komutları.
Flash memory : Flash bellek. Cep telefonlarında, sayısal kameralarda, ağ
anahtarlarında ve taşınabilir bilgisayarlardaki PC Card'larda kullanılan bir
bellek türü.
Flow : Akış. Bir ağdaki iki nokta arasında ver akışı.
Flow control : Akış kontrolü. Ağ üzerindeki cihazlar arasında gidip
gelen verinin yönetimi.
Flowchart : Akış diyagramı. Bir programın akış mantığı, iş veya
üretim prosesleri ve organizasyon şeması gibi şeylerin grafik olarak gösterimi.
Folder : Klasör. Dosya sistemlerinde dosyaların içinde tutulduğu klasörler.
Font : Belirli bir tipte ve büyüklükteki yazı karakteri seti.
Footprint : Bilgi teknolojisinde bir donanım biriminin veya yazılımın
kapsadığı alan.
Forwarding : İletim. Ağ üzerindeki bir cihaz yoluyla bir çatıyı
(frame) son hedefe doğru gönderme işlemi.
Fragmantation : Bir paketi, paketin orijinal boyutunu desteklemeyen bir ağ
üzerinden iletmek için daha küçük parçalara bölme işlemi.
Frame : Çatı. 1) İletişimde, adres ve belirli protokol kontrol
bilgilerini de içerecek şekilde, ağ noktaları arasında iletilen veri. 2)
Video ve film kayıtlarında, görüntü dizisinin tek bir karesi.
Frame Relay : Yerel ağlarla geniş alan üzerindeki uç noktalar arasında,
aralıklı olarak sağlanan veri iletişimi için tasarlanmış iletişim
servisi.
Frequency-division multiplexing (FDM) : Pek çok işaretin tek bir iletişim
kanalı üzerinden iletilmesi için geliştirilmiş bir teknik. Her bir işaret
farklı bir frekansda gönderilir.
Front-end : Ön uç. Kullanıcının doğrudan kullandığı uygulama.
Back-end, arka uç uygulamalar, ön uç uygulamaları destekleyen servisleri
dolaylı yollardan sunarlar.
FTP (File Transfer Protocol) : Internet üzerinde dosya alışverişini
basitleştiren standart bir Internet protokolu.
Full Duplex : Gönderici ile alıcı istasyon arasında aynı anda veri
transferini gerçekleştirme özelliği. Tam duplex 100BaseT, 200 Mbps'lik bir
çıkış hızı sağlar (her bir yönde 100 Mbps). Fiberle kullanıldığında
daha uzak mesafelere iletime de izin verir. Tam duplex'de bir 100BaseFX bağlantısı
2 km'ye ulaşabilir.
Gateway : Geçit. Bir ağa giriş noktası.
GB (gigabyte) : 1 milyar byte civarında bir depolama alanını gösterir.
Gbps : Saniyede 1 milyar bit. Veri iletim ortamının bant genişliği ölçüsü
Geographic information system (GIS) : Coğrafi Bilgi Sistemi. Harita
bilgisi verilerinin alınıp analiz edilmesini sağlar. Hava tahmini, satış
analizi ve nüfus tahmini gibi alanlarda kullanılır.
GHz : 1 milyar hertz. Alternatif akım veya elektromanyetik dalga frekans
ölçüsü. Bilgisayarlarda işlemcinin saat hızını gösterir.
Gigabit : 1 milyar bit. İki iletişim noktası arasında saniyede
iletilen bit sayısının ölçüsü olarak kullanılır.
Gigabit Ethernet : 1 Gbps hız sağlayan bir yerel ağ standardı. Çoğunlukla
ağ omurgalarında kullanılır.
Global Positioning System : Küresel Konumlandırma Sistemi. Dünya etrafında
bir yörünge izleyen 24 uydu yoluyla dünya üzerindeki çok küçük şeylerin
bile yerini belirlemeyi mümkün kılan sistem. Doğruluk derecesi 10 ile 100 m
arasında bir farkla değişiyor.
GPRS (General Packet Radio Service) : Paketlere dayalı bir kablosuz
iletişim sistemi. Mobil telefon ve bilgisayar kullanıcılarına 56 ile 114
Kbps'lik hızlar arasında Internet'e sürekli bağlanma olanağı sağlıyor.
Graphics accelerator : Grafik hızlandırıcı. Bilgisayar ekranındaki görüntüyü
sürekli yenileyen bir bilgisayar programının yüklenebildiği bilgisayar parçası,
video kartına takılan bir yonga seti. Bilgisayarın grafik gösterim hızını
artırarak bazı efektlerin kullanılmasını mümkün kılıyor.
Groupware : Farklı yerlerde çalışan insanların bir arada çalışmalarına
yardımcı olan programlar. Bu tip yazılımların sağladığı servisler arasında
ajanda paylaşımı, bir yazı üzerinde ortak çalışma, e-posta idaresi,
paylaşılan veritabanına erişim ve elektronik toplantılar gibi servisler
bulunuyor.
GSM (Global System for Mobile communication) : Avrupa'da yaygın olarak
kullanılan sayısal bir mobil telefon sistemi. 900 veya 1800 MHz hızlarında
çalışıyor.
GUI (Graphical User Interface) : Grafik Kullanıcı Arayüzü. Bugünün
önde gelen işletim sistemlerinin kullanıcılara sundukları arayüz.
Hacker : Aslında
akıllı programcı anlamına gelen bir terim, ancak günümüzde Internet üzerinden
bilgisayar sistemlerini çökertmeye çalışan kötü niyetli programcılar için
kullanılıyor.
Half-duplex : Veri iletiminin tek bir taşıyıcı üzerinden iki yönde
ancak farklı zamanlarda yapıldığı durum.
Handshake/handshaking : El sıkışma, anlaşma. Telefon iletişiminde
iki modem, bağlantı sırasında hangi protokolün kullanacağı konusunda
bilgi alışverişinde bulunur ve anlaşırlar.
Header : Başlık. 1) Bir dokümanın ekranda görüntülendiğinde
veya yazıcıdan çıkarıldığında, başında yer alan yazı ve görüntü
kombinasyonundan oluşan başlık. 2) E-posta'da, e-posta'nın geldiği
yeri, adresi, diğer alıcıları, mesaj önceliği seviyesini ve diğer
bilgileri gösteren e-posta'nın bir parçası. 3) Bir bilgisayar dosyasında,
dosyanın içeriğinden önce gelen, içeriğin uzunluğunu ve dosyanın diğer
özelliklerini gösteren bölüm. 4) Bir ağ iletim biriminde, veri veya
kontrol işaretlerinden önce gelir, dosya veya iletim birimi hakkında, uzunluk
ve bağlı bulunan başka dosya veya iletim birimi olup olmadığı gibi
bilgileri içerir.
Hertz (Hz) : Saniyedeki çevrim sayısını gösteren frekans birimidir.
Evlerde kullandığımız elektrik 50 Hz'dir. Ancak iletişim daha yüksek
frekanslarda yapıldığından kilohertz (KHz) veya megahertz (MHz) mertebesinde
değerler kullanılır.
Heterogeneous : Heterojen, tek biçimli olmayan. Bütünü oluşturan parçaların
farklılığını gösterir. Çoğunlukla, farklı üreticilerin parçalarının
bir arada çalıştırılmasıyla oluşturulan ağlar için kullanılır.
Hexadecimal :
16 tabanlı sayı sistemi. Her hanede 16 rakamın kullanılabildiği (0 da
dahil), sayı sistemi. Normalde kullandığımız 10 tabanlı sayı sisteminde
ise her hanede 10 rakam kullanılır. Bu sistemde sayı hanelerinde kullanılan
0-9 arası sayılar rakamla daha üst sayılar ise A-F arasındaki harflerle gösterilir.
Örneğin 10 tabanlı sistemde kullandığımız 10 sayısının karşılığı
16 tabanlı sistemde A'dır. Bu sayı sistemi iki tabanlı sayılarla çalışan
bilgisayarlarda sayıların gösterimini kolaylaştırır. İki hexadecimal sayı
hanesi ile sekiz haneli ikili tabandaki sayı veya bir byte gösterilebilir.
Hierarchical addressing : Hiyerarşik adresleme. Yerleri göstermek için
mantıksal bir hiyerarşi kullanan adresleme düzeni. Örneğin IP adresler,
veri paketlerinin gidecekleri yere yönlendirilmeleri için IP yönlendirme
algoritmalarının kullandıkları, ağ numaralarını, alt ağ numaralarını
ve host numaralarını içerirler.
Hierarchical Storage Management (HSM) : Hiyerarşik Depolama Yönetimi.
Depolama sisteminin ekonomik olarak kullanıldığı arşiv sisteminin policy
(politika) temelli yönetimi. Çoğunlukla dağıtık kurumsal ağlarda kullanılan
HSM, tek başına bir sistem olarak da kullanılabilir. Hiyerarşi, farklı yapıda
depolama ortamlarının varlığını gösterir. Örneğin, RAID sistemleri,
optik sistemler veya bant sistemleri.
High Speed Serial Interface (HSSI) : Yüksek Hızlı Seri Arabirim. Kısa
mesafeli iletişim arabirimi. Çoğunlukla yerel veya geniş alan ağlarında yönlendirme
ve anahtarlama cihazlarının birbirine bağlanması için kullanılır.
Home network : Ev içinde iki veya daha fazla bilgisayarın yerel alan ağı
biçiminde birbirine bağlanmasıdır. Evde birden fazla bilgisayar varsa, bu şekilde
dosyalar, programlar, yazıcılar, diğer çevre birimleri ve Internet erişimi
paylaşılabilir.
Home page : Ana sayfa. Bir Web sitesinin ana sayfası, bir ziyaretçi
siteye bağlandığında göreceği ilk ekran; genellikle hem o sitedeki hem de
diğer sitelerdeki diğer sayfalara bağlantılar içerir.
Hook : Çengel. Programcılıkta, bir paket programa programcının kendi
kodunu girmesine izin veren bir arayüzün kullanıldığı yer. Bazen içine
kod girilen böyle bir program için de kullanılır.
Hop : Veri paketinin iki ağ noktası arasında iletilmesi. Bir paketin
gideceği nokta sayısı (hop sayısı) paketin başlığındaki bilgiler arasında
yer alır.
Host : 1) Internet'te, diğer bilgisayarların iki yönlü erişim
sağladıkları herhangi bir bilgisayardır. Ağ üzerindeki bir nokta anlamında
kullanılır. 2) Ana bilgisayar (mainframe). Akıllı veya akılsız
terminallere hizmet eder. 3) Kendinden daha küçük veya daha az özelliğe
sahip olan cihaz veya programa hizmet veren cihaz veya program.
Host number : IP adresinin, alt ağda ağ noktasını gösteren kısmı.
Hosting : Bir veya daha fazla web sitesine hizmet vermek ve bakımını
yapmak. Bilgisayarda yer ayırmanın ötesinde bir web sitesi için daha da önemlisi,
Internet'e hızlı bağlantı olanağının sağlanmasıdır.
Hot swap : Bilgisayar çalışmaya devam ederken, sabit disk, CD-ROM sürücü,
güç kaynağı veya bir bilgisayar parçasının değiştirilebilmesi.
HTML (HyperText Markup Language) : Web sayfası yaparken kullanılan
Internet'in yazım dili.
HTTP (HyperText Transfer Protocol) : Internet üzerinde dosya (metin,
grafik görüntüler, ses, video veya diğer multimedya dosyaları) alışverişi
için kurallar dizisi. TCP/IP protokol setine gore HTTP bir uygulama
protokoludur.
Hub : Bir grup ağ noktası için merkezi bağlantı noktası; merkezi yönetim
için yararlıdır, ağ noktalarını aksaklıklardan izole etmek ve LAN alanını
genişletmek için kullanılır.
Hyperlinks : Internet'te nerenin "canlı" olduğuna bakmaksızın,
kullanıcıların bir dokümandan diğerine geçmesine izin verecek şekilde Web
sayfalarına yerleştirilmiş bağlantı noktaları.
I/O
(input/output) : Bir bilgisayarla veri alışverişinde kullanılan herhangi
bir işlemi, programı veya cihazı tanımlar. Tipik I/O cihazları arasında
yazıcılar, sabit diskler, klavyeler ve mouse'lar yer alırlar.
Icon : 1) Bilgisayarın grafik kullanıcı arabiriminde bir
uygulamayı veya bir özelliği gösteren resim. 2) Web sayfasında bir
konuyu veya başka bir web sayfasını gösteren grafik görüntü.
IGMP (Internet Group Management Protocol) : Multicast grup üyelerini komşu
multicast router'a rapor etmek için IP host'lar tarafından kullanılır.
Router'lar bu bilgiyi, multimedya ortamındaki trafiği sınırlayarak yerel ağ
bant genişliğini korumak için kullanabilirler.
Imaging : Görüntüleme. Görüntülerin alınması, saklanması, yönetilmesi
ve gösterilmesi.
Infrastructure : Altyapı. Bilgisayarları ve kullanıcıları birbirine
bağlamak için kullanılan donanımlar. Telefon hatları, kablolu televizyon
hatları, uydular ve antenler dahil olmak üzere tüm iletim ortamı,
router'lar, tekrarlayıcılar ve iletim yollarını kontrol eden diğer cihazlar
altyapıyı oluşturur. Ayrıca iletilen işaretlerin alınması, gönderilmesi
ve yönetilmesi için kullanılan yazılımlar da altyapı elemanı sayılırlar.
Interface
: Arabirim, arayüz. 1) Kullanıcı arayüzü, kullanıcının bir
program veya bilgisayarı kullanması için çeşitli araçlar sağlayan bir
programdır. Grafik kullanıcı arabirimi bu iletişimi sağlamak için
resimlere dayalı bir yapı sunar. 2) Programlama arayüzü, programcının
kullanması için bir program veya programlama dili tarafından sağlanan
komutlar ve veriler. 3) Bir cihazın başka bir cihaza veya bir konnektöre
bağlanmasını sağlayan donanım parçası.
Internet : Dünyadaki bilgisayarların birbirine bağlanmasını sağlayan,
bilgisayarlar, router'lar ve kablo bağlantılarından oluşan global ağ.
Internet telephony : Ses, faks ve diğer bilgilerin elektronik ortamda
iletilmesini sağlayan telefon teknolojisi. Klasik telefon ağlarının yerine
Internet altyapısını kullanır.
Internetwork : Router'lar ve diğer cihazlarla birbirine bağlanmış ve
tek bir ağ gibi çalışan ağlar topluluğu.
Interoperability : Farklı üreticiler tarafından üretilmiş ekipmanların,
bir ağ üzerinde birbiri ile başarılı bir şekilde iletişim kurabilmesi.
Interrupt : Kesme. Bilgisayarın çalışmasını durdurmak için,
bilgisayara bağlı bir cihazdan veya bilgisayardaki bir programdan gelen işaret.
Durma işaretini alan bilgisayar ya çalıştırdığı programa devam eder veya
başka bir program çalıştırmaya başlar.
Intranet : Kullanıcıları birbirine bağlamak için Internet'le aynı
teknolojiyi kullanan dahili bir ağ, ortak bir arayüz sağlamak için daha çok
browser'lar kullanılır.
IP (Internet Protocol) : Internet'e bağlanan bilgisayarlar için bir
standart. Internet erişimine sahip olan bütün bilgisayarlara, noktalarla
birbirinden ayrılan dört rakam grubundan oluşmuş tek bir adres verilir.
IP adress : TCP/IP protokolü kullanan bilgisayarlara verilen 32 bit
adres.
IP multicast : Bir kaynaktan pek çok hedefe veya birden fazla kaynaktan
pek çok hedefe yayınlanan IP trafiğinin yönlendirilme tekniği.
IPv6 : IPv4'ün yerini alacak olan yeni IP sürümü. Bu sayede IP
adresleri 32 bit'ten 128 bit'e çıkıyor.
ISDN (Integrated Services Digital Network) : Varolan herkese açık
anahtarlı telefon ağı üzerinde veri işaretlerini göndermek, ses ve videoyu
sayısallaştırmak için kullanılan bir iletişim standardı.
ISO (International Organization for Standardization) : 1946'da kurulmuş,
standartların oluşturulması için çalışan kurum. ISO, popüler bir ağ
referans modeli olan OSI referans modelini geliştirdi.
ISP (Internet Service Provider ) : Internet Servis Sağlayıcısı - ISS.
Internet erişimi sağlayan şirket. Gittikçe artan oranda telefon ağı operatörü
ISS olarak çalışmakta.
ITU-T (International Telecommunication Union Telecommunication
Standardization Sector) : İletişim teknolojileri için uluslararası
standartları oluşturan kurum.
JavaBeans
: Sun Microsystems'in nesne yönelimli programlama arayüzü. Ağ üzerinde
veya ana işletim sistemi platformunda yayabileceğiniz, yeniden kullanılabilen
uygulamalar veya komponent denen program parçaları oluşturmanızı sağlar.
JavaScript : Netscape'in programlama dili. Microsoft'un Visual Basic'ine,
Sun'ın tcl'ine, Unix'deki Perl'e ve IBM'in REXX'ine benzer özelliklere
sahiptir. Genellikle script dillerinin kullanımı ve kod üretimi, yapısal
veya C++ gibi derlenen dillere göre daha kolaydır.
Jini : Sun'ın ortaya attığı "anında networking" mimarisi.
Jini'yi kullanarak yazıcıları, depolama cihazlarını, hoparlörleri veya
herhangi bir cihazı doğrudan ağa bağlayabilirsiniz.
JPEG : Bazı sıkıştırma özellikleri seçilerek yaratılan grafik
formatı.
Junk e-mail (spam e-mail) : Internet üzerinde toplu olarak gönderilen
istenmeyen e-postalar.
KB
(kilobyte) : Bilgisayar belleği veya depolama alanı için ölçü birimi.
1 KB yaklaşık bin byte'dır (1.024 byte).
Kbps (kilobits per second) : Veri iletim ortamında bant genişliği ölçüsü,
saniyede geçen kilobit sayısı. Daha yüksek bant genişlikleri megabit'lerle
ve gigabit'lerle ölçülür.
KHz (kilo Hertz) : 1.000 Hertz. İşaret bant genişliği ölçüsü
olarak kullanılır. Analog işaretlerin yanı sıra sayısal işaretler için
de kullanılır. KHz'ler mertebesindeki bir sayısal işaret bant genişliği
bps mertebesinde veri hızlarına karşılık düşer.
Kilobit : 1.000 bit. Veri iletişiminde, iki iletişim noktası arasında
saniyede iletilen veri miktarını gösterir, Kbps.
Kiosk : Bilgi teknolojisinde, sokaktaki insana bilgi vermek için kullanılan
cihazlardır (bir bilgisayar ve ekrandan oluşur). Türkçe kökenli bir
kelimedir. Bazı şirketler multimedya kiosk'ler üretiyorlar. Bunlar bilgiyi
dokumatik ekran, ses ve video ile birlikte veriyorlar.
Knowledge management : Bilgi yönetimi. Son dönemlerde ortaya çıkan
bir kavram. Bilginin toplanmasını, düzenlenmesini, paylaşılmasını ve
analiz edilmesini ifade ediyor.
LAN
switch : Yerel alan ağı anahtarı. Ağ bölümleri arasında veri
paketlerini ileten yüksek hızlı anahtar. Pek çok LAN anahtarı, MAC (Media
Access Control) adreslerine dayanan trafiği iletirler.
Laser (light amplification by stimulated emission radiation) : Uyarılmış
radyasyon yayımı ile arttırılmış ışık. Veriyi taşımak için, modüle
edilmiş darbeler üreten dar bir ışık hüzmesi yaratabilen cihaz.
Leased line : Kiralık hat. Telekom taşıyıcı şirket tarafından bir
müşteri için ayrılmış özel hat. Anahtarlamalı hat veya dial-up hattın
karşıtı olarak kullanılır.
Legacy : Şu anki teknolojiye önceki dillerden, platformlardan ve
tekniklerden kalan veri ve uygulamalar. Bazı büyük kurumlarda kritik iş görevlerini
yerine getiren eski uygulama ve veritabanları hala kullanılmaktadır.
Link : 1) Internet'te, bir kelime, resim veya bilgiden bir başkasına
yapılan bağlantı. 2) İletişimde, alıcı ve verici arasındaki bir
devre veya iletim yolu ile bunlara ilişkin ekipmanları içeren kanal.
Linux : PC kullanıcılarına ücretsiz veya ucuz bir işletim sistemi sağlamayı
hedefleyen Unix benzeri bir işletim sistemi. Çekirdeği, Finlandiya'da
Helsinki Üniversitesi'nde Linus Torvalds tarafından geliştirildi.
Load balancing : Yük dengeleme. Bir router'ın, trafiği hedef adrese
aynı uzaklıkta olan tüm ağ port'larına dağıtması özelliği. Ağ bant
genişliğinin verimli kullanılabilmesı için önemlidir.
Load balancing : Yük dengeleme. Bir router'ın, trafiği hedef adrese
aynı uzaklıkta olan tüm ağ port'larına dağıtması özelliği. Ağ bant
genişliğinin verimli kullanılabilmesı için önemlidir.
Logical channel : Mantıksal kanal. İki veya daha fazla ağ noktası
arasında özel olmayan, paket anahtarlamalı veri iletim yolu. Paket
anahtarlama, bir fiziksel kanal üzerinde aynı anda pek çok mantıksal kanalın
oluşturulmasına izin verir.
Logon ve login : Genel olarak bilgisayar kullanımında, genellikle
uzaktaki bir bilgisayardaki işletim sistemine veya uygulamaya erişmek için
kullanılan işlem. Unix işletim sisteminde login olarak kullanılır.
Loop : Çevrim. 1) Bilgisayar programlamasında, belirli şartlar
sağlanana kadar sürekli tekrarlanan komut dizisidir. 2) İletişimde,
veri paketlerinin hedefe varamadığı yönlendirme işleminde, belli bir ağ
noktası dizisi arasında işlem sürekli tekrarlanır.
Loopback : Geri çevrim. Telefon sistemlerinde, ağdaki hedefe gönderilen
bir test işaretidir, mesaj alındığında işaret göndericiye döner. Çıkabilecek
herhangi bir problemin teşhisine yardımcı olur.
LU (logical unit) : IBM'in SNA'inde (Systems Network Architecture), bir
son kullanıcıyı gösterir.
MAC
(Media Access Control) :
IEEE tarafından belirlenmiş olan iki alt veri link katmanından alttaki. Paylaşılan
ortamlara erişimi idare eder.
MAC adress : Bir ağa bağlı her bir port veya cihaza verilen adres. Ağdaki
diğer cihazlar, yönlendirme tablolarını ve veri yapılarını yenilemek için
bu adresleri kullanırlar.
Mailing list : Postalama listesi. Belirli bir konuda periyodik e-posta dağıtımı
yapılan insanların oluşturduğu liste.
Mainframe : Ana bilgisayar. IBM gibi şirketler tarafından üretilen büyük
ölçekli bilgisayarlar için kullanılır.
Maximum rate : En yüksek hız. Sanal bir devreden geçmesine izin
verilen maksimum veri hızı.
MB (megabyte) : Bilgisayar belleği veya depolama alanı için kullanılan
bir ölçü. 1.048.576 byte'ı gösterir.
Mbps (megabits per second) : Veri iletiminde bant genişliği ölçüsü.
Mean time between failure (MTBF) : Arıza arası çalışma süresi. Bir
donanımın ne kadar güvenilir olduğunu gösteren bir ölçü. Bu ölçü pek
çok donanım için bin hatta onbin saatler mertebesindedir. Örneğin bir sabit
disk için bu ölçü 300 bin saat olabilir.
Media : Ortam. İletişim işaretlerinin üzerinden geçtiği çeşitli
fiziksel ortamlar. Genel olarak ağ ortamı çift bükümlü, koaksiyel ve fiber
optik kablolar ile atmosferden oluşur.
Media rate : Ortam hızı. Belirli bir ortam tipi için maksimum trafik hızı.
Megabit : Veri iletişiminde 1 milyon bit'dir.
Megahertz (MHz) : Bilgisayar işlemcilerinin saat hızı ölçüsü
olarak kullanılır.
Message : Mesaj. 1) e-posta kullanımında, postanın bir parçasıdır.
2) Genel olarak bilgisayar kullanımında, bilgisayarın bir işlem, hata
veya herhangi gelişen bir şartın durumunu kullanıcıya veya sistem operatörüne
bildirmek için gönderdiği bilgi. 3) Bazı iletişim yöntemlerinde bir
programdan veya kullanıcıdan diğerine iletilen bilgi veya veri birimidir. 4)
Nesne yönelimli programlamada, bir nesnenin bir başkasından bir işlem talep
etme yolu.
Message queueing : Mesaj kuyruklama. Programlamada, işlemlerin veriyi
bir arayüz kullanarak sistemin yönettiği mesaj kuyruğuna alması yöntemi.
Message switching : Mesaj anahtarlama. Mesajların ağ üzerindeki bir
noktadan diğerine aktarılmasında kullanılan anahtarlama tekniği. Mesaj,
iletim yolu hazır olana kadar her bir noktada bekletilir.
Metropolitan Area Network (MAN) : Yerel alan ağından daha geniş bir bölgedeki
bilgisayar kaynakları ile kullanıcıları birbirine bağlayan ağ. Geniş alan
ağından (WAN) daha dar bir bölgeyi kapsar.
Microcode : Mikro kod. Makine komutları ve bir bilgisayarın temel işlemleri
arasındaki iletim katmanı. ROM'da saklanır.
Microprocessor : Bir bilgisayarın ana işlemcisi.
Microsegmentation : Bir ağın daha küçük parçalara bölünmesi.
Genellikle ağ cihazlarının toplam bant genişliğini artırmak için kullanılır.
Microwave : 1-30 GHz arasındaki elektromanyetik dalgalar. Büyük bant
genişliğine sahip işaretlerin kablosuz iletiminde kullanılırlar.
Middleware : İki ayrı program arasında aracılık eden herhangi bir
program için kullanılır. Genel olarak, belirli bir veritabanına erişmek üzere
yazılmış uygulamaların başka veritabanlarına erişmesini sağlamak için
kullanılırlar.
MIDI (Musical Instrument Digital Interface) : Kişisel bilgisayar ses
kartları tarafından desteklenen sayısal bir sentezleyici ile müzikleri
kaydetmek ve yeniden çalmak için tasarlanmış protokol.
MIPS (millions of instructions per second) : Bir işlemcinin bir saniyede
işlediği komut sayısı.
Mirror site : Ayna (kopya) site. Bir Web sitesinin veya bir sunucudaki
dosyaların, ağ trafiğini azaltmak için başka bir ağ sunucusuna kopyalanması.
MIS (management information systems) : Bir kurumda iş operasyonları
hakkında bilgi sağlayan bilgisayar sistemi.
Modem (modulator-demodulator) : Bir bilgisayardan başka bir bilgisayar
veya sayısal cihaza gidecek olan sayısal işaretleri telefon kablosundan
gidecek şekilde analog işaret haline getiren, gelen analog işaretleri de sayısal
işarete çeviren cihaz.
Modulation : Modülasyon. Bir elektronik veya optik işaret taşıyıcıya
bilginin eklenmesi. Modülasyon, doğru akıma (açma kapama şeklinde),
alternatif akıma ve optik işaretlere uygulanabilir.
MP3 (MPEG-1 Audio Layer-3) : Orijinal ses kalitesini koruyarak, bir ses
dizisini küçük bir dosyaya sıkıştırmak için geliştirilen standart bir
teknoloji ve format.
MPEG (Moving Picture Experts Group) : ISO'nin (International Organization
of Standardization) himayesinde çalışan MPEG, sayısal video ve sayısal ses
sıkıştırma standartlarını geliştiriyor. MPEG standartlarının her biri
farklı amaçlar için geliştiriliyor.
Multiaccess network : Ço erişimli ağ. Birden fazla cihazın aynı anda
bağlanmasına ve iletişim kurmasına izin veren ağ.
Multicast : Bir gönderici ile ağ üzerinde birden fazla alıcı arasında
kurulan iletişim.
Multicast adress : Bir çok ağ cihazını gösteren tek adres.
Multilayer switch : Çok katmanlı anahtar. MAC adreslerine ve ağ
adreslerine dayanan paketleri filtreden geçiren ve ileten anahtar.
Multimedia : Metin, ses ve video'nun birleşimi için kullanılır.
Multimode fiber : Çok modlu fiber. Farklı frekanslardaki ışığı
yayabilen optik fiber.
Multiplexing : Çoklama. Birden fazla işaretin veya bilgi dizisinin aynı
anda tek bir ortamdan iletilmesinin sağlanması. Analog işaretler genellikle
FDM (frequency-division multiplexing) ile çoklanırken, sayısal işaretler TDM
(time-division multiplexing) ile çoklanırlar.
Multiprocessing : Bir programın işlemlerinin birden fazla işlemci
tarafından koordine edilmesi.
Multitasking : Çok görevlilik. Bilgisayar programcılığında bir görev,
işletim sistemi tarafından kontrol edilen programlamanın temel birimidir. Bugünün
işletim sistemlerinin çoğu birden fazla görevin aynı anda yapılmasına
izin verir.
Multithreading : Thread, birden fazla kullanıcıyı aynı anda idare
edebilen bir programın tek bir kullanımına ilişkin bilginin tutulduğu
yerdir. Program açısından ise, bir kullanıcıya hizmet vermek için gereken
bilgidir. Bugünün işletim sistemleri her bir kullanıcı için yer ayırıp
multithreading'e izin veriyorlar.
Multivendor network : Çok üreticili ağ. Birden fazla üreticinin
ekipmanından oluşturulan ağ. Bu tip ağlarda tek üreticili ağlardan daha çok
uyumluluk problemi yaşanır.
Mux :
Çoklayıcı (multiplexing) cihazı. Tek bir hat üzerinden birden fazla işaretin
iletilmesini sağlar.
Name
server : İsim sunucusu. Ağ adreslerine ağ isimleri atayan, ağa bağlı
sunucu.
NetBIOS (Network Basic Input/Output System) : Farklı bilgisayarlardaki
uygulamaların bir yerel alan ağı ile iletişim kurabilmelerini sağlayan
program.
NetWare : Novell tarafından geliştirilmiş, yaygın olarak kullanılan
dağıtık ağ işletim sistemi.
Network : Ağ. Bilgi teknolojisinde, iletişim yolları ile birbirine bağlanmış
bir dizi noktadan oluşur. Ağlar, diğer ağlarla iletişim kurabildikleri gibi
alt ağları da içerirler. Ağı oluşturan noktalar, bilgisayarlar, yazıcılar,
router'lar, anahtarlar ve diğer cihazlardan oluşur.
Network address : Ağ adresi. Fiziksel bir ağ cihazından çok sanal bir
cihazı gösteren ağ katmanı adresi. Protokol adresi de denir.
Network administrator : Ağ yöneticisi. Bir ağın çalışmasından,
bakımından ve yönetiminden sorumlu kişi.
Network analyzer : Ağ analizörü. Çeşitli ağ arızalarının saptanıp
giderilmesinde kullanılan yazılım veya donanım cihazı.
Network computer : Ağ bilgisayarı. Oracle ve Sun şirketlerinin ortaya
attığı, ağlarda kullanılabilecek ucuz kişisel bilgisayar kavramı. Temel
parçaları içerir, CD sürücüsü, disket sürücüsü ve genişleme yuvaları
yoktur, merkezi olarak yönetilip bakımı yapılabilir. Intel'in dışındaki işlemcilerle
de gerçekleştirilebilir, Windows'un dışında Java temelli bir işletim
sistemi ile de çalışabilir. Bazen ince istemci (thin client) da denir.
Network Interface Card (NIC) : Ağ arabirim kartı. Ağa bağlanması için
bilgisayara takılan bir kart.
Network layer : Ağ katmanı. OSI referans modelinin 3. katmanı. Bu
katman, iki uç sistem arasında bağlantı ve yol seçimini sağlar.
Network management : Ağ yönetimi. Bir ağın, bakımı, yönetimi, arızalarının
tespiti ve giderilmesi için yardımcı olan sistem veya işlemler.
Network number : Ağ sayısı. Bilgisayarın ait olduğu ağı tanımlayan
IP adresinin bir parçası.
Network Operating System (NOS) : Ağ işletim sistemi. Ağa bağlı iş
istasyonlarını, PC'leri ve diğer cihazları desteklemek üzere tasarlanmış
işletim sistemi. Bir ağ işletim sistemi, yazıcı paylaşımını, ortak
dosya sisteminin ve veritabanının paylaşımını, uygulama paylaşımını,
bir ağ isim dizinini yönetme özelliğini ve güvenliğini sağlar.
Network operator : Ağ operatörü. Bir ağı sürekli olarak gözleyip
kontrol eden kişi.
Neural network : Sinirsel ağ. Bilgi teknolojisinde, insan beyni gibi çalışan
programlar ve veri yapıları sistemidir. Çok sayıda işlemcinin birbirine
paralel çalışmasını gerektirir. Bunların herbirinin bir bilgi alanı vardır
ve yerel bellekteki verilere erişirler.
Newsgroup : Haber grubu. Bir haber grubu, merkezi bir Internet sitesine
yazılan ve haber tartışma gruplarının oluşturduğu dünya çapında bir ağ
olan Usenet üzerinden dağıtılan belirli konular üzerinde tartışır.
Network File System (NFS) : Ağ dosya sistemi. Bir kullanıcının
uzaktaki bir bilgisayarda, kendi bilgisayarındaymışcasına dosyaları
kullanması, kaydetmesi ve yenilemesini sağalayan bir istemci/sunucu
(client/server) programıdır. Kullanıcının bilgisayarının bir NFS
istemcisi, diğer taraftaki bilgisayarında bir NFS sunucusu olması gerekir.
Sun Microsystems tarafından geliştirilen NFS, bir dosya sunucu standardı
olarak tasarlandı.
Network Management System (NMS) : Ağ yönetim sistemi. Ağın en azından
bir bölümünün yönetiminden sorunludur.
Node : Ağdaki bir bağlantı noktasıdır. Veri iletiminin yeniden dağıtıldığı
bir nokta veya son nokta olabilir.
Noise : Gürültü. İşaretin ve verinin kalitesini düşüren,
istenmeyen elektriksel veya elektromanyetik enerji. Sayısal veya analog
sistemlerde oluşur, her tip dosya ve iletişimi etkiler.
Object :
Nesne. Nesne yönelimli programlamada, bir programı oluşturmak için ilk düşünülecek
şeylerdir. Proseslerden türetilen kod birimleridir.
Object code : Nesne kodu. Kaynak kod ve nesne kodu, bir programın
bilgisayarda çalıştırılmaya hazır olması için derlenmesinden önceki ve
sonraki durumlarıdır.Kaynak kod, bir metin editöründe yazılmış program
komutlarını içerir. Bu metin dosyası derlenerek nesne dosyası haline dönüşür.
Nesne kodu, insanların anlayamayacakları ancak bilgisayarın anlayabileceği
biçimdeki komut dizilerini içerir.
Object Oriented Programming (OOP) : Nesne yönelimli programlama.
Bilgisayar programlamasında yeni bir anlayış. Daha önce programlara, veriler
üzerinde çalışan prosedürler olarak bakılıyordu. OOP bu görüşü,
programın önce veriyi düşünerek başlaması gerektiği şeklinde değiştirdi.
Sonunda ana amaç, prosedürün kendisi değil sonuç idi.Veri modelleme kavramını
ve tekniklerini kullanan programcılar, veri nesnelerini ve birbirleri ile ilişkilerini
belirleyebiliyorlar. Bir veri nesnesinin, mümkün veri değişkenler ve yöntemleri
ile genelleştirilmesi, bir veri nesneleri sınıfını oluşturur. Bir sınıfın
gerçek örneği, bir nesnedir.
OCR (Optical Character Recognition) : Optik karakter tanıma. Basılı
veya yazılı metinlerin bilgisayar tarafından tanınması. Metnin taranmasını,
taranan görünütünün analizini ve karakter görüntülerinin, çoğunlukla
veri işlemede kullanılan ASCII gibi karakter kodlarına dönüştürülmesini
kapsar.
ODBC (Open Database Connectivity) : Bir veritabanına erişmek için, açık
uygulama programlama arayüzü (API). ODBC komutlarını kullanarak, pek çok
farklı veritabanındaki dosyalara erişebilirsiniz.
OEM (Original Equipment Manufacturer) : Orijinal ekipman üreticisi. Bir
ürünü oluşturan parçaları başka şirketlerden alarak oluşturduğu ürünü
kendi markası altında satan şirket.
OLE (Object Linking and Embedding) : Birleşik doküman teknolojisi için
Microsoft'un framework'ü. Birleşik bir doküman, her tür sanal nesneyle bilgi
nesnelerini içeren bir masaüstüne benzer. Bunların arasında metin, takvim,
animasyon, ses, video ve üç boyut gibi nesneler vardır. Her bir masaüstü
nesnesi de bağımsız bir programdır. OLE, birleşik dokümanı oluşturmak ve
göstermek için gerekli API'lardan oluşur.
OLE DB : Farklı veri kaynaklarına erişmek için, Microsoft'un
stratejik alt seviye uygulama program arayüzü (API). OLE DB, veriyi okumak ve
yazmak için bir yöntemler setidir.
OLTP (Online transaction processing) : Veri girişi veya bankacılık ve
havayolları gibi sektörlerde işlem (transaction) yapmak için kullanılan
uygulamaları yöneten bir program türü.
Open circuit : Açık devre. İletim yolunda, ağ iletişimini engelleyen
açık yol.
OpenGL (Open Graphics Library) : Açık grafik kütüphanesi. Bilgisayar
endüstrisinin, iki ve üç boyutlu görüntüleri belirlemek için kullandığı
uygulama program arabirimi (API).
Optical fiber : Cam, plastik veya fiber bir kablo üzerinde ışık
darbeleri ile bilgi iletiminin yapıldığı ortam ve teknoloji.
OS (Operating System) : İşletim sistemi. Bilgisayarın açılması ile
bilgisayar belleğine yüklenen ve bilgisayardaki tüm programları yöneten
program. Diğer programlara uygulama adı verilir.
OSI (Open Systems Interconnection) : Bir iletişim ağındaki herhangi iki
nokta arasında mesajların nasıl iletileceğini belirleyen standart veya
referans model.
Outsourcing : Dış kaynak kullanımı. Bir şirketin, bir başka şirkete
onun yerinde servis verme düzeni. Bazı durumlarda tüm bilgi sisteminin yönetimi
başka şirketlere devredilir.
Overclocking : Bilgisayarın işlemcisinin, üreticinin belirlediği hızdan
daha yüksek bir hızda çalıştırılması.
Packet :
Paket. Internet veya herhangi bir paket anahtarlamalı ağ üzerinde, bir kaynak
ve bir hedef arasında gidip gelen veri birimi. Bir veri dosyası ağ üzerinde
kolay gönderilebilecek boyutta parçalara bölünür. Bu paketlerden her biri
ayrı ayrı numaralanırlar ve her biri hedef Internet adresini içerir. Hepsi ağ
üzerinde farklı yollardan gider, hedefe vardıklarında tekrar birleştirilip
ana veri dosyası oluşturulur.
Packet switching : Paket anahtarlama. Paket diye adlandırılan küçük
veri paketlerinin,her bir pakette hedef adresin bulunmasına dayanan ağ yapısı
üzerinden yönlendirildiği bir ağ tipi.
Pager : Kısa mesajları alan ve genellikle sürekli yer değiştiren,
hemen telefonla cevap vermesi gerekmeyen kişiler tarafından kullanılan çağrı
cihazı.
Parallel processing : Paralel işlem. Bir bilgisayar programının daha kısa
bir sürede çalıştırabilmek için, program komutlarının birden fazla işlemci
arasında bölüştürülmesi işlemi.
Parity : Eşitlik. Verinin, bir diskte bir yerden başka bir yere taşınması
veya bilgisayarlar arasında iletilmesi sırasında kayba uğrayıp uğramadığını
kontrol etme tekniği.
Partititon : Bölümleme. Kişisel bilgisayarlarda sabit diski mantıksal
bölümlere ayırma işlemi. Böylece aynı sabit diske farklı işletim
sistemleri yükleyebilir veya dosya yönetimi, çoklu kullanım veya diğer amaçlarla
kullanılmak üzere birden fazla disk yaratmış olursunuz.
Password : Şifre. Bir bilgisayar sistemine erişmeye çalışan kişinin
gerçekten o kişi olup olmadığını belirlemeye yarayan ve bir dizi
karakterden oluşan şifre.
Path : Yol. 1) Bilgisayar işletim sistemlerinde, bir dosyaya erişmek
için dosya sistemi tarafından çizilmiş olan yoldur. Her işletim sisteminin
kendine özel bir yol ismi formatı vardır. 2) Ağ üzerindeki iki nokta
arasında yönlendirme yapılan yol.
Payload : Yük. Bir hücrenin, çatının veya paketin, üst katman
bilgisini içeren kısmı.
PBX (Private Branch Exchange) : Abone sistemine dayanan sayısal veya analog
telefon santralı, özel veya herkese açık telefon ağlarını birbirine bağlamak
için kullanılır.
PCI (Peripheral Component Interconnect) : Bilgisayarın işlemcisi ile,
genişleme yuvalarına takılmış olan kartlar arasındaki bir bağlantı
sistemi.
Peak rate : En yüksek hız. Sanal bir devrede gerçekleşen, kbps
cinsinden maksimum hız.
Peer-to-peer computing : Bir uygulamanın hem istemci hem de sunucu kısmını
çalıştıran ağ cihazlarının oluşturduğu yapı. Aynı zamanda, farklı
iki ağ cihazında, aynı OSI referans modeli katmanı arasındaki iletişimi
tanımlar.
Performance management : Performans yönetimi. OSI ağlarının yönetimi
için ISO tarafından belirlenmiş olan beş ağ yönetim kategorisinden biri.
Performans yönetimi altsistemleri, ağ hızı ve hata oranını içeren ağ
performansının analizini ve kontrolünü yapar.
Peripheral : Çevre birimi. Bilgisayarın ana parçalarından olmayan,
ancak bilgisayara takılarak kullanılan cihazlar. Bunlardan bazıları
bilgisayarın içine takılır: Sabit disk, CD-ROM sürücü ve ağ adaptörü
gibi. Bazıları ise bilgisayara dışardan bağlanırlar: Yazıcı ve tarayıcı
gibi.
Petabyte : Bellek veya depolama cihazları için kullanılan ölçü
birimi. Terabyte'ın bin katı.
Physical layer : Fiziksel katman. OSI referans modelinin birinci katmanı.
Uç sistemler arasında fiziksel bağlantının kurulması için, elektriksel,
mekanik ve fonksiyonel özellikleri belirler.
Pipeline : İşlemcinin bir komutu uygulamak için attığı aritmetik adımlar.
Pipeline kullanılmadan, işlemci önce bellekteki komutu alır, onu uygular ve
bellekte ondan sonra gelen komuta geçer. Pipeline ile, işlemci aritmetik işlemleri
yaparken bir sonraki komut alınır ve işlemciye yakın bir tampon bellekte
tutulur. Böylece belirli bir sürede işlenen komut sayısı artar.
Piracy : Korsan. Bir yazılımı illegal bir şekilde kopyalayan, dağıtan
veya kullanan kişi.
Pixel : Piksel. Bir bilgisayar ekranında veya görüntüsünde
programlanabilen temel renk birimi. Fiziksel değil mantıksal bir birimdir. Bir
piksel'in boyutu, ekranın ayarladığınız çözünürlüğüne bağlıdır.
Plug-and-play (PnP) : Tak çalıştır. Bilgisayara bir cihaz taktığınızda,
bilgisayarın o cihazı otomatik olarak tanımasını sağlayan standart.
Plug-in : Kolaylıkla kurulabilen ve Web browser'ın bir parçası olarak
kullanılan uygulamalar.
Policy : Politika. Politika temelli ağ, ağ kaynaklarının istemciler
arasında nasıl dağıtılacağını belirleyen bir yapıdır. İstemciler; tek
başına kullanıcılar, bölümler, bilgisayarlar veya uygulamalar
olabilir.Kaynaklar, günün içinde bulunulan zamanına göre, istemciye tanınan
önceliğe göre, kaynakların durumuna ve diğer faktörlere göre dağıtılabilir.
Policy routing : Yönlendirme politikası. Paketlerin, kullanıcılara göre
belirlenmiş politikalara dayanan özel arayüzlere yönlendirmek için düzenlenen
yönlendirme tablosu.
POP : 1) Point of Presence. Internet'e erişim noktasının
bulunduğu yer. POP, tek bir Internet adresi gerektirir. 2) Post Office
Protocol. İstemci e-posta uygulamalarının, bir posta sunucudan postayı almak
için kullandıkları protokol.
Port : Bağlantı noktası. 1) Diğer cihazlara fiziksel bağlantı
yapmak için kullanılan arabirim. 2) Programlamada, mantıksal bağlantı
noktasıdır. 3) Programlamada, bir uygulamanın bir işletim sistemi üzerinde
çalışmak üzere o platforma taşınması. 4) IP terminolojide, alt
katmandan bilgiyi alan üst katmanın yaptığı iş.
Port numbers : Bağlantı noktası sayıları. Internet veya diğer ağ
mesajlarının, bir sunucuya vardıklarında yönlendirilmeleri için uygulanan
özel bir işlem şekli.
Portal : Liman. Kullanıcıların Internet'e erişmek için kullandıkları
ana siteyi belirten terim.
PPP (point-to-point protokol) : Seri bir arabirim kullanan iki bilgisayar
arasındaki iletişim protokolu. Örneğin kişisel bir bilgisayarın bir
telefon hattı ile sunucuya bağlanması sırasında kullanılır.
Presentation layer : Sunu katmanı. OSI referans modelinin 6. katmanı.
Bu katman, başka bir sistemin uygulama katmanı tarafından okunabilen, bir
sistemin uygulama katmanı tarafından gönderilen bilgiyi sağlar.
Presentation software : Sunu yazılımı. Bir hikayeyi anlatmak için
kullanılan resim ve kelime dizilerini oluşturan veya seyircilere karşı yapılan
sunu ve konuşmalara yardımcı olan uygulama programı.
PRI (Primary Rate Interface) : ISDN'de iki seviyeli servis vardır: Ev ve
küçük kurumlarda kullanılan BRI (Basic Rate Interface) ve büyük kurumlar
tarafından kullanılan PRI. Her ikisi de çeşitli B kanalına, bir adet de D
kanalına sahiptir. B kanalları, veriyi, sesi ve diğer servisleri taşırken,
D kanalı, kontrol ve işaret bilgisini taşır.
Print server : Yazıcı sunucusu. Diğer ağ cihazlarından gelen baskı
taleplerini, yöneten ve uygulayan ağa bağlı bilgisayar sistemi.
Protocol : Protokol. Bir ağ üzerindeki cihazların aralarında nasıl
iletişim kuracağını belirleyen kurallar dizisi.
Protocol converter : Protokol dönüştürücü. Bir cihazın veri iletişim
kodunu diğer cihazınkine dönüştürerek, farklı veri formatlarına sahip
cihazların iletişimini sağlar.
Protocol stack : Protokol yığını. OSI referans modelinin yedi katmanının
bazılarında veya hepsinde iletişimi sağlayan ve bir arada çalışan iletişim
protokollarına ilişkin set.
Protocol translator : Protokol çevirici. Bir protokolu diğerine çeviren ağ
cihazı veya yazılım.
Proxy server : Proxy sunucu. Internet kullanan bir kurumda, iş istasyonu
kullanıcıları ile Internet arasında aracılık yapan sunucu. Böylece güvenlik
sağlanır ve yönetim kontrolü elde tutulur.
PSTN (Public Switched Telephone Network) : Dünyadaki çeşitli telefon ağlarını
ve servislerini gösterir.
Public domain software : Herkesin kullanımına açık yazılım. Yazarı
herkesin kullanmasını istediğinden, telif hakkı sorunu olmayan program.
Push : İtme. İstemci tarafından değil, bilgiyi sağlayan sunucu tarafından
Web üzerinden bilgi gönderimi.
QoS
(Quality of Service) : Servis Kalitesi. İletişim kalitesi ve servisin sürekliliğini
göstermek amacıyla, iletişim sistemi için kullanılan performans ölçüsü.
Quadbit : Bazı iletişim işaretlerinde kullanılan, dört bit
kombinasyonunun mümkün olan 16'sından biri. Bir işaret, her seferinde bir
bit gönderilecek şekilde değil de, quadbit birimleri şeklinde kodlanmış
olabilir.
Queue : Kuyruk. 1) Genel olarak, işlenmeyi bekleyen elemanların
sıralı listesi. 2) Ağda yönlendirme işleminde, bir router arabirimi
üzerinden yönlendirilmeyi bekleyen paket yığını.
RAM
(random-access memory) :
Rastgele erişimli bellek. İşlemci tarafından okunup yazılabilen, üzerinde
bilgilerin geçici olarak tutulduğu bellek.
Rapid application development (RAD) : Hızlı uygulama geliştirme. Daha
hızlı ve daha kaliteli uygulama geliştirilmesini sağlayan ürünleri anlatan
kavram.
Raster : Bir ekranın, görüntüyü oluşturma özelliğine sahip olan bölgesi.
Raster graphics : Belirli bir alanda oluşturulmuş sayısal görüntü.
Raster, ekranın görüntü alanının x ve y koordinatlarının oluşturduğu
ızgara tipi yapıdır. Bir raster görüntü dosyası, tek renkli veya renkli
noktaları göstermek için bu koordinatları kullanır.
Raster image processor (RIP) : Vektör ifadeleri şeklinde tanımlanmış
görüntüyü oluşturan donanım veya donanım/yazılım kombinasyonu. Örneğin
lazer yazıcılar, vektör formunda gelen görüntüyü basılı hale getirmek için
RIP'leri kullanırlar.
RDBMS (Relational DataBase Management System) : İlişkisel Veritabanı Yönetim
Sistemi. İlişkisel bir veritabanının oluşturulmasına, güncellenmesine ve
yönetilmesine izin veren bir program. RDBMS, kullanıcının girdiği veya bir
uygulamadan gelen SQL (Structured Query Language) komutlarını alır, veritabanını
oluşturur, günceller veya ona erişim sağlar.
Real time : Gerçek zaman. Kullanıcının yeterince hızlı bulduğu
bilgisayarın cevap verme seviyesi. Gerçek zamanda çalışan işlemler ve
bilgisayarlar için kullanılır. Gerçek zaman, makineye bağımlı bir zamanı
değil insan için geçerli olan zamanı gösterir.
Real-time clock (RTC) : Gerçek zamanlı saat. Bilgisayarın anakartındaki
bir mikroyonganın parçası olarak kullanılan, pille beslenen saat. Bu işlemciyi,
mikroişlemci ve diğer işlemcilerden ayırd etmek için CMOS da denir.Bu yonga
üzerindeki küçük bir bellek, sistemle ilgili bazı değerleri saklar.
Real time operating system (RTOS) : Gerçek zamanlı işletim sistemi.
Belirli bir zaman sınırı içinde belirli özellikleri garanti eden işletim
sistemi.
Record : Kayıt. Veri işlemede, bir program tarafından işlenmek üzere
bir araya getirilmiş veri parçaları topluluğu. Bir dosyada bir çok kayıt
yer alır.
Redundancy : Yedek. Bir ağda, cihazların, servislerin veya bağlantıların
çift olma durumu. Bunlardan biri devre dışı kaldığında yedeği aynı işi
yapmaya devam eder.
Redundant system : Yedekli sistem. İki sabit disk, iki işlemci veya iki
güç kaynağı gibi önemli sistemlerin çoğundan iki veya daha fazlasını içeren,
bilgisayar, router, anahtar veya diğer sistemler.
Relational database : İlişkisel veritabanı. Veritabanı tablolarının
yeniden düzenlenmesini gerektirmeksizin, erişilebilen ve çeşitli şekillerde
kullanılabilen verilerin oluşturduğu, belirli bir şekilde tanımlanmış
tablo dizisi olarak düzenlenen veri topluluğu. İlişkisel veritabanı, önceden
belirlenmiş kategorilere uyan verilerden oluşturulur.
Reliable : Güvenilir. Bir bağlantıdan sürekli alınması beklenen hız.
Bu hız yüksekse hattın güvenilir olduğundan bahsedilebilir. Bir yönlendirme
ölçüsü olarak kullanılır.
Remote access
server : Uzaktan erişim
sunucusu. Uzaktan erişim, uzak bir noktadan bir bilgisayara veya bir ağa erişimdir.
Büyük kurumlarda, şubelerde çalışan veya seyyar çalışan insanların
merkezdeki ağa bağlanma ihtiyaçları olur. Ev kullanıcıları da Internet'e,
uzaktan erişim yoluyla bağlanırlar. Uzaktan erişim sunucusu da, kurumun ağına
uzaktan erişmek isteyenleri yöneten bir yazılım ve bunu çalıştıran
bilgisayardır.
Remote bridge : Uzak köprüsü. WAN linkleri yoluyla farklı yerlerdeki
ağ bölümlerini fiziksel olarak birbirine bağlayan köprü.
Repeater : Tekrarlayıcı. Trafiği bir ağ bölümünden diğerine
rastgele ileten ağ cihazı.
Replication : Kopyalama. Bir şeyin kopyasını çıkarma işlemi.
Internet'te, tümüyle kopyalanarak ayna site denen başka bir siteye yerleştirilmiş
Web sitesi. Lotus Notes gibi groupware ürünleri kullanılarak kopyalama, bir
sunucudan diğerine periyodik olarak yapılır.
Resolution : Çözünürlük. Bir monitörün içerdiği piksel sayısı.
Bir görüntünün keskinliği, ekranın çözünürlüğüne bağlıdır.
Response time : Cevap süresi. Bir bilgisayarda bir sorgunun veya talebin
bitmesi ile cevabın alınmaya başladığı an arasında geçen süre.
Return on investment (ROI) : Yatırımın geri dönüşü. Bir yatırımda
kullanılan paranın, kar veya maliyet tasarrufu şeklinde dönüşü.
RF (Radio frequency) : Telsiz frekansı. Telsiz iletişimine uygun
frekansları gösterir. Kablolu TV ve yayın ağları RF teknolojisini kullanırlar.
Ring : Halka. Mantıksal devre topolojisinde iki veya daha fazla
istasyonun birbirine bağlanması. Bilgi aktif istasyonlar arasında gider
gelir.
Ring group : Halka grubu. Tek köprülü bir Token Ring ağının parçası
olan bir veya daha fazla router üzerindeki Token Ring arabirimleri topluluğu.
Ring topology : Halka topolojisi. Tek bir kapalı çevrim oluşturmak için,
tek yönlü iletim bağlantıları tarafından birbirine bağlanmış bir dizi
tekrarlayıcıyı içeren ağ topolojisi.
RISC (reduced instruction set computer) : Daha az sayıda bilgisayar
komut tipini işlemek üzere tasarlanmış işlemci. Yüksek hızlarda çalışırlar.
RMON (Remote monitoring) : Uzaktan izleme. Bir ağ yöneticisinin, bir
grup dağıtık LAN'ı birbirine ve merkeze bağlayan T-1/E-1 ve T-2/E-2 bağlantılarını
izlemesini, analiz etmesini ve arızalarını tespit edip gidermesini sağlayan
standart bilgileri verir.
ROM (read only memory) : Sadece okunabilen bellek. Geçici olmayan
bellek. İşlemci tarafından okunabilir, ancak üzerine yazılamaz.
Root directory : Temel dizin. Hiyerarşik veya ağaç yapısında düzenlenmiş
bir bilgisayar dosya sisteminde, bütün diğer dizinleri içeren ana dizin.
Route : Yol. Ağ üzerinde yol.
Route map : Yol haritası. Yönlendirme alanları arasında yeniden dağıtılan
yolları kontrol etme yöntemi.
Router : Birden fazla ağı birbirine bağlayan cihaz; ağlar arasında
paketleri akıllı bir şekilde yönlendirir.
Routing : Hedef bilgisayara doğru bir yol bulma işlemi.
Routing domain : Yönlendirme alanı. Uç sistemler ve ara sistemler
grubu, aynı yönetim kuralları altında çalışır.
Routing metric : Yönlendirme ölçüsü. Bir yolun diğerinden daha iyi
olduğunu belirleyen yönlendirme algoritması tarafından kullanılan yöntem.
Routing protocol : Yönlendirme protokolu. Belirli bir yönlendirme
algoritmasının kurulumu ile yönlendirmeyi tamamlayan protokol.
Routing table : Yönlendirme tablosu. Belirli ağ hedeflerine giden
yolların bulunduğu, router veya başka ağ cihazlarında saklanan tablo.
RS-232 : Popüler fiziksel katman arabirimi.
SAN
(Storage Area Network) : Depolama alanı ağı. Büyük ağ kullanıcılarına
hizmet vermek üzere veri sunucuları ile birlikte farklı tipte veri depolama
cihazini birbirine bağlayan, özel amaçlı, yüksek hızlı bir ağ.
Satellite communication : Uydu iletişimi. Dünya üzerindeki çeşitli
istasyonlar arasında veri iletişimi sağlamak için dünya yörüngesindeki
uyduların kullanılması.
Scalability : Ölçeklenebilirlik. Bir uygulama veya ürünün, değişik
boyutlardaki kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılayabilmesi.
Scanner : Tarayıcı. Basılı dokümanlardaki resimleri, bilgisayarda işleyebilmek
ve ekranda gösterebilmek amacıyla tarayan cihaz.
Script : Bilgisayar programcılığında, bilgisayar işlemcisi tarafından
değil başka bir program tarafından kullanılan bir dizi komut veya program.
SCSI (Small Computer System Interface) : Küçük Bilgisayar Sistem
Arabirimi. Bilgisayarın çevre birimleri ile iletişimini sağlayan ANSI
standardında elektronik arabirim.
Search engine : Arama motoru. Internet'te istenen bilgileri aramak için
kullanılan arama motorunun üç bölümü vardır. Örümcek denen bölümü,
aramak için girdiği web sitesinin diğer sayfalarını da bulmak ve okumak için
linkleri kullanır. Bir başkası, okunabilen sayfalardan oluşturulan büyük
bir indeks yaratır. Üçüncüsü ise, sizin talep ettiğiniz bilgiyi alır,
indeksle karşılaştırır ve bulduğu sonuçları size sunar.
Security management : Güvenlik yönetimi. OSI ağlarının yönetimi için
ISO tarafından belirlenmiş olan beş ağ yönetim kategorisinden biri. Güvenlik
yönetimi alt sistemi, ağ kaynaklarına erişimi kontrol eder.
Seed router : Çekirdek yönlendirici. Ağ numarası veya kablo dizisi,
port'unda tanımlanmış olan, AppleTalk ağı üzerindeki bir router.
Segment : Bölüm. 1) Köprüler, router'lar veya anahtarlarla sınırlanmış
olan ağın bir bölümü. 2) Bir veri yolu topolojisi kullanılan
LAN'da, tekrarlayıcılarla diğer bölümlere sık sık bağlanan sürekli bir
elektronik devre. 3) TCP spesifikasyonunda, tek bir iletim katman
birimini tanımlamak için kullanılır.
Serial transmission : Seri iletim. Veri karakter bit'lerinin tek bir
kanal üzerinden sırayla iletildiği veri iletim yöntemi.
Server : Sunucu. 1) Aynı veya farklı bilgisayarlarda bulunan
uygulamalara servis sunan bir bilgisayar programı. 2) Sunucu programının
çalıştığı bilgisayar. 3) İstemci/sunucu yapıda, istemci PC'lere
dosya erişimi, baskı kuyruğu veya uzaktan uygulama çalıştırma gibi
servisler sunan bir ağ noktası.
Session : Oturum. İki veya daha fazla ağ noktası arasındaki iletişim
işlemleri.
Session layer : Oturum katmanı. OSI referans modelinin 5. katmanı.
Uygulamalar arasında oturumu başlatır, yönetir ve bitirir. Sunu katmanındaki
cihazlar arasında da veri değişimini yönetir.
Set-top box : TV cihazının Internet'te kullanılması ve sayısal TV
yayınlarını alabilmesini sağlayan cihaz.
Shareware : Kullanıcının ihtiyaçlarını tanıması ve daha sonra ödeme
yapması amacıyla ücretsiz dağıtılan program.
Signaling : İşaretleşme. İletişim amacıyla fiziksel bir ortamdan
bir iletişim işareti gönderme işlemi.
Signaling packet : İşaretleşme paketi. Başka bir cihazla iletişim
kurmak isteyen ATM ağına bağlı bir cihazın gönderdiği paket.
Simplex : Alıcı ve verici istasyon arasında, sadece tek yönlü iletişim
yapabilme özelliği.
Single mode fiber : Tek modlu fiber. Işığın sadece tek bir açıdan
girmesine izin veren dar çekirdekli fiber optik kablolama. Çok modlu fiberden
daha yüksek bant genişliğine sahiptir, fakat lazer gibi dar bir spektruma
sahip ışık kaynağı gerektirir.
Smart card : Üzerinde gömülü olarak veri yüklü bir mikroyonga
bulunan, kredi kartı boyutlarında plastik kart. Periyodik olarak
doldurulabilen kart, telefon görüşmelerinde, para ödemelerinde ve benzeri
uygulamalarda kullanılıyor.
SMTP (Simple Mail Transfer Protocol) : Elektronik posta servisi sunan
Internet protokolu.
SNA (Systems Network Architecture) : IBM tarafından 1970'lerde geliştirilen,
büyük, karmaşık ve zengin özellikleri bulunan bir ağ mimarisi.
SNMP (Simple Network Management Protocol) : Özellikle TCP/IP ağlarında
kullanılan ağ yönetim protokolu. Ağ cihazlarının izlenmesi ve kontrolünü,
konfigürasyonların, istatistik işlemlerinin, performansın ve güvenliğin yönetimini
sağlar.
Socket : Yuva. 1) Bir ağ cihazında, uç nokta ile iletişim için
çalıştırılan yazılım yapısı. 2) AppleTalk ağına bağlı bir ağ
noktasındaki adreslenebilen varlık.
Socket 7 : Intel Pentium işlemcinin ana karta takılma biçimini tanımlar.
SOHO (Small Office Home Office) : Küçük ofis/ev ofisi. Bilgi
teknolojisinde, küçük işyerlerini ve ev ofislerini tanımlayan terim.
Source code : Kaynak kod. Kaynak kodu ve nesne kodu, bir program kodunun
derlenmeden önceki ve sonraki durumunu gösterir. Kaynak kod, bir programcının
bir editor programı kullanarak yazdığı program komutlarını içerir. Bu kod
derlenerek nesne kodu haline getirilir.
Spam : Internet üzerindeki istenmeyen e-postalar.
Span : İki sayısal nokta arasında tamamen duplex sayısal iletişim
hattı.
Speech recognition : Ses tanıma. Bir makine veya yazılımın ses
komutlarını anlama özelliği.
SQL (Structured Query Language) : Bir veritabanından bilgi almak ve güncellemek
için kullanılan standart bir programlama dili.
SSL (Secure Sockets Layer) : Ağ üzerindeki mesaj iletişiminin güvenliğinin
yönetimi için Netscape tarafından oluşturulmuş bir program katmanı.
Stack : Yığın. 1) TCP/IP, sıkça bir "yığın"
olarak gösterilir. Veri değiş tokuşunda hem istemci hem de sunucu tarafında
bütün veri geçişlerinin yapıldığı katmanlar (TCP, IP ve diğerleri). 2)
Programcılıkta, yönetilmesi gereken ihtiyaçların saklandığı veri alanı
veya tampon bellektir.
Stackable hub : İstiflenebilir hub. Genişleyebilen bir yığın şeklinde
üst üste dizilebilmek ve birbirine bağlanabilmek için tasarlanmış hub'lar.
Star topology : Yıldız topolojisi. Ağ üzerindeki bir uç noktanın,
noktadan noktaya bağlantılarla anahtarlandığı ortak bir merkeze bağlanması
şeklindeki ağ yapısı.
Static route : Statik yönlendirme. Konfigürasyonu bir yönlendirme
tablosuna girilmiş yönlendirme biçimi.
Statistical multiplexing : İstatistik çoklama. Bir çok mantıksal
kanaldan gelen bilginin tek bir fiziksel kanal üzerinden iletilmesini sağlayan
teknik. Bant genişliği sadece aktif kanallara ayrılır.
Store and forward packet switching : Saklayan ve ileten paket anahtarlama.
Frame'lerin özel port'lara gönderilmeden önce işlendiği paket anahtarlama
tekniği.
Streaming media : Internet üzerinden videonun sıkıştırılarak gönderilmesini
ve ulaştığı noktada kullanıcılar tarafından seyredilmesini sağlayan
ortam.
Subchannel : Alt kanal. Ayrı iletişim kanalları yaratmak için
frekanslara göre ayrılmış alt bölümler.
Subinterface : Alt arabirim. Tek bir fiziksel arabirimdeki pek çok sanal
arabirimden biri.
Subnet adress : Alt ağ adresi. Alt ağ maskesi tarafından alt ağ
olarak tanımlanan, IP adresi bölümü.
Subnet mask : Alt ağ maskesi. Alt ağ adresi için kullanılan IP adresinin
bit'lerini göstermek için IP'de kullanılan 32-bit adres maskesi.
Subnetwork : Alt ağ. 1) IP ağlarında, belirli bir alt ağ
adresini paylaşan ağ. 2) OSI ağlarında, tek bir yönetim alanının
kontrolu altında olan ve tek bir ağ erişim protokolunu kullanan, uç ve ara
sistemler topluluğu.
Surf : Sörf. Internet'te belirli bir plana bağlı olmadan serbest bir
biçimde gezinmek.
Switch : Anahtar. Her frame'in hedef adresine dayanarak frame'leri
filtreleyen ve ileten ağ cihazı. Anahtar, OSI modelinin veri bağlantı katmanı
olarak çalışır.
Switched LAN : Anahtarlı yerel ağ. LAN anahtarları ile oluşturulmuş
yerel ağ.
Synchronous transmission : Senkron iletişim. Çok dakik bir şekilde
iletilen sayısal işaretleri belirtir.
T1 :
Servis sağlayıcıları Internet'e bağlamakta kullanılan T1 hattının hızı
1.544 Mbps'dır.
T3 : Internet servis sağlayıcılar tarafından kullanılan T3 hattının
hızı 44.736 Mbps'dır.
Tag switching : Etiket anahtarlama. Ağ katmanı (3. katman) yönlendirmesi
ile veri link katmanı anahtarlamasını entegre eden, ağ çekirdeğinde ölçeklenebilir
ve yüksek hızlı anahtarlama sağlayan, yüksek performanslı paket iletme
teknolojisi.
TCP (Transmission Control Protocol) : Internet üzerinde bilgisayarlar arasında
mesaj birimleri biçiminde veri göndermek için, Internet Protokolu (IP) ile
birlikte kullanılan bir protokol.
TCP/IP (Transmission Control Protocol/Internet Protocol) : Internet'in temel
iletişim dili veya protokolu. Intranet ve extranet gibi özel ağlarda da iletişim
protokolu olarak kullanılır.
TDM (time-division multiplexing) : Tek bir iletişim hattı veya kanalı
üzerinde iletişim için düzenlenen çeşitli işaretlerin düzeni. Her bir işaret,
süresi çok kısa olan çeşitli bölümlere ayrılır.
Telecommunication : İletişim. Telefon ağları üzerinden yapılan
iletişim (genellikle bilgisayarları da kapsar).
Telephony : Telefona bağlı cihazlar kullanan farklı taraflar arasında
ses, faks veya diğer bilgilerin elektronik iletişimle birleştirildiği
teknoloji.
Telnet : İzin verdikleri ölçüde başkalarının bilgisayarına erişme
yolu. Uzaktaki bilgisayarlara erişmek için, bir komut ve onun altındaki
TCP/IP protokolu.
Terabit : Veri iletişim hızı ölçü birimi, 1 trilyon bit.
Terabyte : Bilgisayarın depolama alanı ölçü birimi, 2'nin 40.
kuvveti, bin adet milyar byte.
Terminal : 1) Veri iletişiminde, iletilen bir işareti bir uçta
(alıcı veya verici) sona erdiren cihaz. 2) Telefonda, bilgisayar ve
modem arasında DTE-to DCE (Data Communications Equipment) iletişimdeki
bilgisayar ucunu tanımlayan DTE (Data Terminal Equipment) terimi. 3)
Bilgisayarda, bir ana bilgisayarın veya başka bir bilgisayarın aklını
kullanan, üzerinde hiç yazılım olmayan veya küçük bir yazılım bulunan,
çoğunlukla bir klavye ve monitörden oluşan cihaz, ***** terminal de denir. 4)
Bazen, bir ağa bağlanan herhangi bir kişisel bilgisayar ve iş istasyonu içinde
kullanılır.
Terminal adapter (TA) : Terminal kartı. Bir bilgisayar ve ISDN hattı
arasındaki donanım arabirimi.
Terminal emulation : Bir kişisel bilgisayarın, özel bağlantı
arabirimleri ile bir ana bilgisayara veya başka bir bilgisayara bağlanmak için
***** terminal gibi davranabilme özelliği.
Terminal server : Terminal sunucusu. Terminalleri ortak bir bağlantı
noktasından yerel veya geniş alan ağlarına bağlayan sunucu.
Thin client : İnce istemci. NetPC veya Network Computer (NC) için
kullanılan terim. Bu cihazlar merkezi olarak yönetilmek üzere temel konfigürasyonu
oluşturacak parçalarla tasarlanmışlardır, CD sürücü, disket sürücüsü
ve genişleme yuvaları bulunmaz.
Throughput : 1) Bilgisayar teknolojisinde, bilgisayarın belli bir
sürede yaptığı iş. 2) Veri iletişiminde, bir yerden başka bir yere
belli bir sürede taşınan veri miktarı.
Thumbnail : Grafik tasarımcılar ve fotoğrafçılar tarafından büyük
bir resmin küçültülmüş haline denir.
Timeout : Başka bir ağ cihazından belirli bir sürede cevap bekleyen ağ
cihazının bu cevabı alamaması durumunda oluşan olay. Sonunda ya bilgi
yeniden gönderilmeye çalışılır, ya da iki cihaz arasındaki bağlantı
koparılır.
Token ring : IBM tarafından geliştirilmiş ve desteklenen jeton (token)
geçişli yerel ağ. Token Ring, bir halka topolojisi üzerinde 4 veya 16
Mbps'de çalışır.
Topology : Topoloji. Bir kurumsal ağda, ağ noktalarının ve ortamın
fiziksel olarak düzenlenmiş hali.
Trackball : İz topu. Pek çok taşınabilir bilgisayarda kullanılan
bilgisayar imleci kontrol cihazıdır. Aslında mouse'un ters dönmüş halidir.
Trafic management : Trafik yönetimi. Çakışmayı engelleme, ağ trafiğini
şekillendirip yönlendirme teknikleri.
Trafic policing : Trafiği yönlendirme. Belirli bir bağlantıdan geçen
trafiği ölçüp, onu o bağlantı için uygun bir konuma çekme işlemi.
Trafic shaping : Trafil şekillendirmek. Bir ağı tıkayacak olan ani
dalgalanmaları sınırlandırmak için kuyrukları kullanmak.
Transaction : İşlem. Bir dizi bilgi alışverişi.
Transducer : Enerjiyi bir biçimden diğerine çeviren elektronik cihaz.
En iyi örnekleri mikrofonlarda, hoparlörlerde ve antenlerde görülür.
Transfer rate : Tarnsfer hızı. Belirli bir sürede bir yerden başka
bir yere iletilen sayısal veri miktarı
Transport layer : Taşıma katmanı. OSI referans modelinin 4. katmanı. Bu
katman iki nokta arasında güvenli bir iletişim ihtiyacını karşılar.
Tree topology : Ağaç topolojisi. Veri yolu topolojisine benzer bir
topoloji. Yalnız ağaç topolojisi birden fazla ağ noktasını taşıyan
dalları içerir.
Trunk : Telefon sistemlerinde, iki santral anahtarlama sistemi arasında birçok
veri ve ses kanalı taşıyan bir hat.
Tunneling : Özel güvenli bir ağın parçası olarak Internet'i kullanmak.
"Tünel", belirli bir şirketin mesaj ve dosyalarının Internet üzerinde
taşındığı belirli bir yoldur.
Twisted pair : Bükümlü çift. Evde veya işyerinde bilgisayarları
telefon hattına bağladığımız sıradan bakır kablo. Kabloların birbirini
manyetik olarak etkileyerek yarattıkları hat gürültüsünü azaltmak için,
bir kılıf içine birbirine sarılarak yerleştirilirler.
UART
(Universal Asynchronous Receiver/Transmitter) :
Bir bilgisayar arabirimini kontrol etmek için seri cihazlara takılan
programlanabilir yonga.
Unicast :
Ağdaki tek bir hedefe gönderilen mesaj.
Unicast address : Tek bir ağ cihazını gösteren adres.
UNIX : Interaktif zaman paylaşımlı bir sistem olarak 1969'da Bell
laboratuvarlarında geliştirilmiş bir işletim sistemi.
Uplink : Uydu iletişiminde downlink, uydudan yer istasyonuna veya alıcıya
yapılan bağlantıdır. Uplink ise yer istasyonundan uyduya yapılan bağlantıdır.
Uploading : Bir sistemden diğerine, çoğunlukla da büyük bir sisteme
yapılan dosya transferi.
UPS (uninterruptible power supply) : Kesintisiz Güç Kaynağı - KGK.
Elektrik enerjisi kesildiğinde sisteminizin en azından kısa bir süre de olsa
çalışmasını sağlayan cihaz. Ayrıca sisteminizi güç dalgalanmalarına
karşı da korur.
URL (Universal Resource Locator) : Internet üzerinden ulaşılabilecek
bir dosyanın adresi. Bu adres bir Web sayfasını, bir görüntü dosyasını,
CGI uygulaması veya Java applet'i gibi bir programı ve HTTP tarafından
desteklenen herhangi bir dosyayı gösterebilir.
Utility : Yardımcı yazılım. Bilgisayarda, işletim sisteminin sağladıklarına
ek özellikler getiren küçük program.
UTP (unshielded twisted-pair) : En çok kullanılan bakır telefon
kablosu.
V.24 :
DTE ve DCE arasındaki fiziksel bir katman arabirimi için ITU-T standardı.
V.32 : 4.8 veya 9.6 Kbps hızlarda çift yönlü veri iletişimini sağlamak
için ITU-T standardı seri hat protokolu.
V.32bis : V.32'yi 14.4 Kbps hızına genişleten ITU-T standardı.
V.34 : Seri bir hat protokolunu belirleyen ITU-T standardı. V.34, 28.8
Kbps hızını ve gelişmiş veri sıkıştırma tekniğini de içererek V.32
standardını genişletiyor.
V.35 : Bir ağ erişim cihazı ile bir paket ağı arasındaki iletişim
için kullanılan senkron, fiziksel katman protokolunu tanımlayan ITU-T
standardı. V.35 daha çok Avrupa ve ABD'de kullanılır, 48 Kbps hız sağlar.
V.42 : V.32 ve V.32bis ile aynı iletişim hızı ve aynı standartları
kullanır. Fakat daha iyi bir hata düzeltmeye sahiptir, o nedenle daha güvenli
bir standarttır.
VAR (value added reseller) : Değer Katan Satıcı. Bilgisayar sektöründe,
var olan bir ürünü alıp, ona özel bir uygulama gibi değerler katarak,
farklı bir paket olarak satan kurum.
Virtual circuit : Sanal devre. İki ağ cihazı arasında güvenli bir
iletişim oluşturmak için kurulan mantıksal devre. Sanal devreler, Frame
Relay ve X.25'de kullanılırlar. ATM'de sanal devreye sanal kanal denir.
Virtual Private Network (VPN) : Sanal özel ağ. Herkese açık olan iletişim
altyapısını kullanan özel bir veri ağıdır. Tünel protokolu ve çeşitli
güvenlik prosedürleri ile izinsiz girişlere karşı korunur.
VLAN (Virtual LAN) : Sanal yerel ağ. Birçok farklı ağ bölümüne dağılmış
olan, ancak aynı kabloya bağlıymışlar gibi birbiri ile iletişim kurmaları
sağlanan, bir veya birkaç yerel ağ üzerindeki cihazlar grubu.
Voice over IP (VoIP) : IP üzerinde ses. IP (Internet Protocol)
protokolunu kullanarak ses bilgisinin yayılmasını yönetme özellikleri.
VRML (Virtual Reality Modeling Language) : Sanal gerçeklik modelleme dili.
Üç boyutlu görüntü dizilerini tanımlayan ve kullanıcılarının onlarla
etkileşim içinde olmasını sağlayan bir dil.
WAP
(Wireless Application Protocol) : Kablosuz uygulama protokolu. Internet erişiminde
kullanılan cep telefonu ve telsiz alıcısı gibi kablosuz cihazların kullanımını
standartlaştırmak için bir dizi iletişim protokolunu içeren spesifikasyon.
White paper : Beyaz sayfa. Bir kurumun durumunu, felsefesini, ürünlerinde
kullandığı teknolojileri açıklayan makale türü yazılar.
Wide Area Network (WAN) : Geniş alan ağı. Coğrafi olarak büyük bir
alana yayılmış olan iletişim ağı.
Wildcard character : Bir veya birkaç karakterin yerine kullanılan özel
bir karakter. Bu tür bir karakter olarak daha çok (*) işareti kullanılmaktadır.
WinSock (Windows Socket Interface) : Pek çok uygulamanın Internet bağlantısını
kullanmasına ve paylaşmasına izin veren bir yazılım arayüzü.
Wire speed : Kablo hızı.Bir iletişim teknolojisinin fiziksel bir
kabloda sağladığı veri transfer hızı.
Wireless : Kablosuz. Bir işareti kablo yerine atmosfer ortamını
kullanarak taşıyan elektromanyetik dalgalarla yapılan iletişim.
Wiring closet : Kablolama odası. Bir veri veya ses ağının kablolaması
için kullanılan özel tasarımlı oda.
Workflow : İş akışı. Bir iş prosesinin her bir adımındaki görevler,
prosedürel adımlar, gerekli bilgi giriş çıkışı ve araçlardan oluşur.
Bir iş prosesinin analizinde ve yönetilmesindeki iş akış yaklaşımı, dokümanlara,
veriye ve veritabanına odaklanan nesne yönelimli bir yaklaşımla birleştirilir.
Genel olarak iş akışı yönetimi, dokümanlardan çok proseslere odaklanır.
Workgroup : Çalışma grubu. Birbirleri ile veri alışverişi ve iletişim
için tasarlanmış olan yerel bir ağdaki iş istasyonları ve sunucular
topluluğu.
Workgroup switching : Çalışma grubu anahtarlaması. Ethernet ve CDDI
veya FDDI arasında yüksek hızlı çevirici köprüleme ile Ethernet ağları
arasında yüksek hızlı (100 Mbps) şeffaf köprüleme sağlayan anahtarlama yöntemi.
Workstation : İş istasyonu. 1) Kişisel bilgisayardan daha hızlı ve
daha kapasiteli olan ve tek kullanım hedeflenerek tasarlanmış olan
bilgisayar. 2) Bazen ana bilgisayara bağlı bilgisayarlar için de kullanılır.
World Wide Web (WWW) : Bir browser gibi istemci uygulamaları kullanılarak
bağlanılan ve çeşitli servisler sunan, Internet sunucularının oluşturduğu
büyük ağ.
WORM (Write once read many) : Daha sonra kopyaları alınmak üzere, bir
kere yazım yapılabilen CD-ROM diski.
WYSIWYG (what you see is what you get) : Ne görürsen onu alırsın. Yazılım
geliştiricinin bir arabirim veya doküman oluştururken sonucunu bire bir görmesini
sağlayan editor programı.
XML
(Extensible Markup Language) : Internet üzerinde bilgiyi paylaşabilmek için
ortak bir bilgi formatı yaratma yolu. HTML diline benzer.
Kaynak:www.benimsayfam.com